Esseyyid Abdülhakim Arvasi (kaddesallahu sirruhu) Hazretleri buyurdular:
.
İstanbul'a geldiğimde, Gümüşhânevi Tekkesi dışında, bid'at ve Kızılbaşlık karışmamış tekke kalmamış gibiydi. İstanbul câmilerinde, bilhassa Kasımpaşa sahilindeki Câmi-i Kebir'de, bazı İstanbul hocalarının cehâletlerini anlattım. Şiilerin tesirinde kalmış olan hocaların ve müteşeyyihlerin [şeyhlik taslayanların], Eshâb-ı kirâm ve bilhassa Halife Hazret-i Muâviye aleyhindeki tezvirâtını [propagandalarını] en çok bu câmide cerhetmeye [çürütmeye] muvaffak oldum. Eshâb-ı kirâmın üstünlüklerini ve Ehl-i sünnet olabilmek için hepsini sevmek gerektiğini anlattım. Hazret-i Ali ve Hüseyn evlâdından olduğum halde, bana 'Muâviye'nin Avukatı' ismini taktılar".
··
3.438 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.