Bazen gitmek istersin,
Her şeyi geride bırakıp öylece gitmek.
Habersiz, sessiz, sonsuza kadar.
Umursamazlığı takınmak istersin,
İçin bomboş, aklın bir karış havada.
Gitmek istersin en sevdiklerinden,
Özlemini, hasretini, hüznünü geride bırakıp,
Huzuru, suskunluğu, hayallerini yanına alıp da gitmek.
Ruhun firar ettiği yere, hayallerinin son durağına,
Hani gözlerini kaparsın ya, geri dönmek istemezsin...
O an karar vermek istersin, "dönmüyorum" diye..
Bazen gitmek istersin, suskunluğun diyarına,
Anlatmadan anlaşılanların limanına.
Hani güven sığınakları vardır o diyarda,
Hani sen "özledim" demeden, "gel, özlemim" diyenlerin yurduna..
Bir masal gibi bir var, bir yok ruhların değil,
Kalbine kazınıp ruhuna işleyenlerin koynuna..
Bazen, ama bazen istersin de, gidemezsin,
Çünkü sana kıyanlara sen kıyamazsın....
Git tabii ki , nerde mutluysan oraya git...Sevdiklerinden git , sevmediklerinden git , hissetmediklerinden git.
Dünya her gün her şey için sınırsız şans tanımıyor...Biraz da kendin için fedakârlık yapmaya git.
Ben gidiyorum Zübeydem de, izin vermiyorlar ki..Kendi dünyama çekildim. Uzak durdum. Ben istenmediğim yerde durmuyorum ya, aldım başımı uzak durdum. Keşke saygı görsem. Keşke rahat bırakılsam. Kimsede yok işim...Kendi halimde takılıyorum. Ama izin vermiyorlar ki...