Anlatıcı, son sığınak olarak gördüğü bu adayı en doğal hali ile anlatmaya çalışmıştır. İnsanların kendilerine kurdukları bir ütopya olan bu ada en sakin en doğal günlerini yaşarken adaya gelen bir başkanın adayı distopyaya çevirmesi ile başlar. Romanın genel temasina baktığımızda gündelik yaşamımız içinde küçük boyun eğişlerimizden oluşan küçük günahların bir hikayesi anlatılmıştır. Gündelik yaşamda da yanlış görülen bir çok şeyi düzeltmek yerine boyun eğmek zorunda kalışlarimiz vardır. Livaneli bu romanı ile toplumumuzdaki en büyük sorunlardan birine değinmiştir. Hayatın sadece para,siyasi iktidarlar,bireysel çıkar ve egolar üzerine kurulmadığını en sade hâliyle anlatmıştır. Ve her şeyin tekrar asıl sahiplerine kalacağını gözler önüne sermiştir.