Tam 18 yazarla İstanbul hakkında yapılan röportajlar içeren bu kitapta ilgimi şu çekti. Neredeyse hepsi ''İSTANBUL'DA SANAYİ YERLEŞMEMELİYDİ. İSTANBUL'DA YAŞAMAK ZOR OLMALIYDI.'' düşüncesini savunuyorlar ve nitekim de haklılar. Çünkü ciddi bir betonlaşma hakim. Taşı toprağı altın diyerek gelen çoğu insan ister istemez betonlaşmayı da getirmiş. Yazarlarımız bu düşüncedeler.
Bazı yazarlar eski deniz kokusuna özlem duyarken , bazı yazarlar Kadıköy'ü İstanbul'un kalbi olarak görebiliyor. Yazarların kültür birikimleri ve ilgi alanları farklı olduğu için , doğal olarak sevdiği mekanlardan tutun , yemek yemeyi tercih ettiği restaurantlar farklılık gösteriyor. Mesela İlber Hoca'ya ''Sevdiğiniz restaurantlar hangileri?'' diye bir soru yöneltildiğinde ''Söylemem herkes gider , orayı da bozarsınız.'' gibi bir tepki veriyor. Çünkü bu yazarlar ne kadar doğallığını koruyabilirsek, ne kadar güzelliğini muhafaza edebilirsek o kadar kârdır diye düşünüyorlar.
Ben genel olarak beğendim .