Bu kitabın benim için önemini belirten tüm güzel düşüncelerimi bu kitaba yoğunlaştırdım. Bir çırpıda okuyacağınız bu esere şöyle bir göz atalım.
Ermiş, isminden de anlaşılacağı gibi okumadan tahmin edebileceğiniz bir konuyu ele alıyor. Halk arasında farklı ve oldukça bilgin görünen kimse "ermiş" olarak nitelendiriliyor. El Mustafa bu eserin başlıca karakteri. Kitabın tamamı farklı kişilerin El Mustafa'ya sorduğu sorular ve onun verdiği cevaplardan oluşuyor.
Bir kitabı okuduğunuzda size hitap eden yerleri işaretlersiniz ya işte ben bu kitapta nerdeyse her sayfayı işaretlemiş olabilirim. Sorulan sorulara verilen cevaplar aslında bakış açımızı sorgulamamızı sağlıyor. Kimsenin göremediği yerden bakmayı öğretiyor sanki. Dünyadaki her şeyin zıtlıklarıyla bütün olduğunu anlıyorsunuz. Hayatın çeşitliliği gözler önüne seriliyor. Ve siz bunlardan ders çıkarmaya çalışıyorsanız doğru yerdesiniz. Çünkü verilen her cevabın altında mutlak bir öğüt barınıyor. Neredeyse her durum maneviyatla bütünleşiyor. En önemlisi de "varlığın" açığa çıkmamış taraflarına değiniyor. Dili oldukça sade ve çok kısa sürede bitireceğiniz bir eser. Bu kitabı severek okuduysanız Halil Cibran'ın bir diğer benzer eseri olan " Ermiş'in Bahçesi "adlı kitabını da öneriyorum. İlgi duyanlar rahatlıkla okuyabilir.
" Ruhunuz çoğu zaman bir savaş meydanıdır, üzerinde aklınız ve sağduyunuz , tutkularınıza ve nefsinize savaş açar. "
" Sevin birbirinizi ama aşka zincir vurmayın. Hatta bırakın ruhlarınızın kıyılarında dalgalanan bir deniz olsun aşk. Kalplerinizi verin birbirinize ama himayeniz altına değil. Çünkü yalnızca Yaşam'ın eli kalplerinizin sahibi olabilir."