Kapitalist sınıfın şehirlerde ve köylerde gelişimi, eski egemen feodal sınıfların egemenliğinin sona ermesi demek değildi. Aksine, krallar, toprak sahibi asiller ve din adamları, gelişmekte olan kapitalizmi kendi çıkarları için kullanabilmek amacıyla her yola başvurdular. Bağımsızlıklarını satın almış ya da derebeylerine haraç vermemek için kasabalara kaçmış bulunan eski serfler, bir süre sonra bağımsızlıklarının ne derece sınırlı olduğunu günlük yaşantı içinde öğrendiler. Çünkü, krallarla derebeyleri, hatta kilise, bu eski serfleri bin bir türlü keyfi vergi ödemeye zorluyorlardı. Sanayi ile ticaretin doğal gelişimi, egemen feodal sınıflar tarafından konulan kurallarla kasıtlı olarak sınırlanıyordu.