Ayşegül Genç Hanım'ın okuduğum ilk kitabı Kuğu Boynu'ndan sonra tüm kitaplarını almaya karar vermiştim. Gelen kitapların bir sırası yok. İçimde bir şeyler var deyip, İç Bir Şey'i okumaya karar verdim. Çalışıyor olmaktan çokça vakit bulamasam da, kitabın incelemesini yapmak için o kadar heyecanlıydım ki, bugün iş çıkışı ilk işim kitabı bitirmek oldu.
İç bir şey, yani İçinde Bir Şey olan Yazarlar Topluluğu imiş. İÇBİRŞEY ... O kadar heyecanlanmışken kalbimin bataklığına saplanmam ve beni yerden kaldıracak kelimeleri bulamamam ne acı.
Savaşın ortasında kalmış görme engelli Keçisakal, ona yarenlik etmiş, anılarına ışık olmuş Seyla ve bir de dünyanın tüm gerçekliğini gözler önüne seren Aksağın hikayesi mi desem, karanlığın içinde(!) yönünü bulmaya çalışanların ufak da olsa haritasi mi desem.. bilemedim.
Kumaş türleri vardır bilir misiniz? Hatta rahmetli babaannemlerin bir kiracısı vardı, terziydi. Bana dikiş dikmeyi de o öğretmiştir. Onun evine gittigimde kendimi cennette hissederdim. Ipeklisi, kadifesi, taftası... her bir kumaşa dokunduğunda aslında sizde uyandırdığı his de başka başkadır. Bu kitap da öyle.. Her bir bölüm 1, iki ve III den oluşmakta. 1 Keçisakal ve ulaşamadığı Seyla'sı, iki İÇBİRŞEY'in kurguyu muhakemesi ve aralarındaki anlaşmazlıkla kitabın sonunda ne olacak dedirtmesi, III ise Aksağın aksayan dünyamıza ses olması... Her bir bölüm bir kumaş, ve o kumaşın hayatla imtihanı... mor saten, kahverengi keten, siyah kadife, bembeyaz patiska, yıpranmış beyaz patiska, yırtılmış beyaz patiska, sararmış beyaz patiska, kirli beyaz patiska, dikişsiz beyaz patiska, işlemeli beyaz patiska, beyaz patiska, pembe ipek, çiçekli pazen, mavi atlas....Şimdi diyeceksiniz ki ee ne oluyor yani kitapta? OKUYUN :)
Keçisakal görme engelli bi şair. Yaşlı diyor ama ruhu benim gibi belki altmışlarında. Kendisi ise dünyanın yükü omuzlarında 25lik delikanlı. SEYLA onyedisinde, Keçisakal'ın kalbine düşüp çukurunu doldurduğu, belki yaşayıp yaşamadığını bilse, ki haksızlık etmiş olur muydu bilmem ama, adına çivilere kağıtları delerek ( braille~ kabartma yazı) yazdığı şiirle koskoca komutanları askerleri ağlattığı sevdiceği... Seyla tam olarak nerde bilmiyoruz hikayede. Keçisakal savaşın sessizleştiği anda cesaret toplayarak, Seyla ile anılarını toplayarak, Seyla'yı araması... Onu ararken, görmediği veya belki de bizden daha iyi gördüğü gözleri ile dünyayı tasvir edişi ışığa değişilmez. İçbirşey'in yazara Seyla'yı yaşatmaması için kurduğu baskı.. ki Seyla yaşarsa okuyucu onu Keçisakalla buluşturmak isterken, savaş zamanı 17 yaşındaki bir kız çocuğunun başına gelebilecekleri tahmin edersiniz. Amaç korumak.. onu tüm kötülüklerden korumak.. ama kendi içlerinde bölünmeleri ve hikayeye tutunamamaları... ha bir de Aksak.. o gerçekten evsiz barksız sokakta kalmış, mahallenin delisi kıvamında ama deli mi Veli mi kimbilir dediklerimizden bir insanoğlu.
Bir de kırlangıç var, kalbi kırılmış.. mavi atlas, mor saten, kahverengi ketene sarılmış.. yine mi inceleyemedim! İncelemedim ki.. incelersem incinirim. Duygum, hissiyatim incinir.. İçinde bir şey olan yazarlar incinir. Seyla incinir.. Okuyun..
Ayşegül Genç Çok cansınız çok
··
740 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.