Kitaplar, değil mi? Başkalarının bize armağan ettiği, dikte ettiği kişiliklerimiz, sınır çizgilerimiz; başka insanların adımları, ayaklarımıza giyebildiğimiz adımları başkalarının; yüreklerimize sürebildiğimiz aşkları, kaçışlarımızı çerçeveleyebildiğimiz firarları. Cinselliğimizi yakıp yakıp söndüren ağızları dudakları kalçaları apışları kasıkları. Sayfalarını kıvırdığımız dönüm noktaları, uyku ve sersemleme anları, altını çizdiğimiz (insanın altını çizmişti) doğruları ve yanlışları. Yarım bıraktığımız hayatları onların.