Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Bir yolda yürüyorsunuz yolun kenarında çok güzel bir çiçek gördünüz , çiçeği koparıp ona sahip olmak mi istersiniz yoksa o çiçeğe dikkatlice bakıp onun güzelliği karşısında büyülenmek mi istersiniz? İşte yazar sahip olmak ve olmak kavramını bu metafor üzerinden örneklendiriyor. Sahip olmak ve olmak ilkesini önce tanımlayarak daha sonra kıyaslayarak daha sonra da bunun toplumumuzdaki yerinden bahsederek anlatıyor. Günümüz insanının genellikle sahip olmak ilkesi ile yaşadığını ve bunun onu ne kadar aslında yıprattığı da gözler önüne seriyor. Gerçekten de etrafınıza bir bakın ,umarsızca bir sahip olmak ve tüketim çılgınlığı içerisinde değil miyiz? Her şeyi tüketiyoruz, doğayı tüketiyoruz ,canlıları tüketiyoruz ,teknolojileri tüketiyoruz, inanılmaz bir tüketim çağı içindeyiz. Küçük mutluluklar ve küçük hazlar peşinde koşuyoruz bunlara da en kolay yoldan ulaşmayı istiyoruz. Bu bazen öyle bir hal alıyor ki bağımlılıktan da öteye hastalığa kadar ulaşabiliyor. Aldığımız haz ve mutluluk bu tüketim çılgınlığı ile o kadar azalıyor ki her tüketimde bir sonraki tüketim adımını düşünüyoruz, bu da bizi genel bir mutsuzluğa bazılarımızı da ruhsal veya fiziksel hastalıklara götürüyor. Sahip olduğumuz her şey bir bakıma bizi kendisinde köle yapıyor ve onsuz nefes alamayacak hale sokuyor. Cep telefonlarınızı düşünün cep telefonu olmadan sokağa çıkamıyor hatta odadan odaya bile geçemiyoruz. İşte burada sizlere şunu sormak istiyorum tüm sahip olduğunuz şeyler elinizden alınsaydı geriye size sizden ne kalırdı ? Eğer beni ben yapan özelliklerden hiçbir şey kalmazdı diyorsanız çok üzgünüm ki siz de bir "sahip olmak" insanısınız. Yazar "olmak" insanını ise şöyle tanımlıyor: "Olduğum gibi isem ve kişiliğim "olmak" tarafından belirleniyorsa ,kimse benden bunu alamaz ve kişiliğimin yıkılması tehlikesi de doğmaz. Az önceki soruya geri dönelim. Eğer bu yazarın tanımladığı gibi sizi siz yapan değerler sizin içinizden sizin amaçlarınızla ,sizin kendi misyon ve vizyonunuzdan geliyorsa dış etkenlerin hiçbiri sizden hiçbir şey alıp götüremeyecektir. Ayrıca mutlu olmak için de dış etkenlere ihtiyaç duymayacaksınızdır. Evet bu "olmak " hali sahip olmak dürtüsü kadar çabuk işleyen ve haz veren bir süreç değil uzun bir süreç ama sahip olmaktaki gibi anlık, geçici sahte bir haz da değil kalıcı ve gerçek bir mutluluk. Kitabın sonlarına doğru geldiğimizde de bu olmak insanını ve olmak insanının toplumunu, bu toplumda nelerin olması ,kurumların nasıl çalışması ve insanların nasıl davranışlar sergilemesi gerektiğini adeta bir reçete gibi elimize yazıp bize veriyor. Kitapta sevgi ,aşk ,yaşamak, inanmak, konuşmak, hayatta aktif olmak ,pasif olmak ,insanlar arasındaki güven ,dayanışma, günah ve bağışlanma gibi konular da sahip olmak ya da olmak üzerinden anlatılıyor. Uzun zamandır insanın varoluşu hakkında böyle güzel bir inceleme kitabı okumamıştım. Buradan kitabı ısrarla bana öneren kişiye çok teşekkür ediyorum :) ve ben de size bu kitabı ısrarla öneriyorum. Okuyun,okutturun pişman olmayacaksınız.
Sahip Olmak ya da Olmak
Sahip Olmak ya da OlmakErich Fromm · Say Yayınları · 20153,474 okunma
·
1.944 görüntüleme
Muhammed Safa KAYA okurunun profil resmi
Vaay uzun zamandır bu kadar kaliteli bir inceleme okumamıştım. Ders anlatır gibi anlatmışsın. Kitabı okumasam yeniden başlardım 😉
Zeynep Öztürk okurunun profil resmi
Beğendiyseniz ne ala, çok teşekkür ederim 😊
1 sonraki yanıtı göster
Gamze K. okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme. Kitabı okumadan genel bir fikir edindim. Çok teşekkürler
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.