Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yunan demokrasisi özgürlüğü seviyordu, ama tutsaklarının emeği sayesinde varlığını sürdürüyordu. Erkek ve kadın köleler toprağı işliyorlardı, yolları açıyorlardı, gümüş ve taş aramak için dağları kazıyorlardı, evleri yapıyorlardı, kıyafetleri dokuyorlardı, ayakkabıları dikiyorlardı, yemek pişiriyorlardı, çamaşır yıkıyorlardı, ortalığı süpürüyorlardı, mızrakları, zırhları, çapaları ve çekiçleri döküyorlardı, eğlencelerde ve genelevlerde zevk veriyorlardı ve efendilerinin çocuklarını büyütüyorlardı. Bir kölenin fiyatı bir katırınkinden daha ucuzdu. Horgörülen bir tema olan kölelik şiirde, tiyatroda ve duvarları, küpleri süsleyen resimlerde nadiren görülüyordu. Filozoflar, bu durumun alt tabakadaki varlıkların kaderi olduğunu teyit edip sanki fitili ateşlememek için onları yok sayıyorlardı. Onlara dikkat edin diye uyarıyordu Eflatun. Kölelerin, diyordu, kaçınılmaz bir biçimde efendilerinden nefret etme eğilimi vardır ve sadece sürekli bir gözetim hepimizi öldürmelerini engelleyebilecektir. Aristoteles ise mevcut emniyetsizlik ortamı nedeniyle vatandaşlara askeri eğitim verilmesinin şart olduğunu savunuyordu.
·
145 görüntüleme
Sedat Temel okurunun profil resmi
Aristoteles’e göre kölelik Başka birisine ait olan bir insanoğlu doğası gereği bir köledir. Başka birisine ait olan bir insanoğlu sahip olunan bir maldır, bir araçtır. Bir iş aracı nasıl ki cansız bir köleyse, köle de canlı bir araçtır. Farklı türde amirlerin ve alt kademelerin olması doğanın bir gereğidir. Özgür olanlar kölelere hükmederler, erkekler kadınlara, yetişkinler de çocuklara. Savaş sanatı, vahşi hayvanları ve buyruk altında yaşamak için doğmalarına rağmen bunu kabullenmeyip isyan eden insanları avlama işini de kapsar ve bu elbette ki doğru bir savaştır. Yaşamın gereksinimlerini karşılamak için gereken fiziksel güç köleler ve evcil hayvanlar tarafından karşılanır. Doğa, özgür insan ve köle için işte bu yüzden farklı bedenler tasarlamıştır. (Syf.65)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.