Kütüphanemde bekleyen yazar ve kitaplardandı. Açıkçası biraz şaşırttı beni. Bu kadar güçlü bir üslup ve kurgu beklemiyordum. Çok hoşuma gitti..
Aylaklar’ı okudukça Yaprak Dökümü ve Kiralık Konak benzeri bir eser karşısında olduğunuzu hissediyorsunuz. Gerçekten ana mekan bir konak ve kahramanlarımız da Osmanlı’dan Cumhuriyete geçen saray eşrafından… Konaktaki şaşaalı yaşam, ardından gelen büyük sıkıntılar hemen hemen diğer romanlarla paralel gidiyor. Ancak farklı bir kol da farklı bir üslupla farklı bir kurgu çizgisinde ilerliyor. Kitabın ortalarından sonra bu farklı kol, romanı ele geçirip başlı başına bir öyküye dönüşüyor.
Olaylar padişahın eczacıbaşısı olan Şükrü Paşa’dan kalan konakta başlar. Konağın sahibesi Leman Hanım konağı idare etmektedir ama yaşayanlar bunun nasıl olduğunu ne sorar ne de merak eder. Bunun sonuçları hepsini savurur…
Ben sevdim…