BİR KİERKEGAARD KOLAY YETİŞMİYOR...Bu kitapta neyi beğenebilirsiniz?
-Kierkegaard, okuyucunun kendi yolunu bulmasını istemiş. Ya şöyle Ya da böyle rehberliği biraz da oradan geliyor. Bu anlamda, bu rehberlik çok hoş.
-Hegel'e alternatif olma mahiyetinde yazdığı bir metin.Ben pek ahım şahım bir felsefe okuru değilim ancak Hegel gerçekten çok anlaşılmaz. Ahım şahım felsefenin içinde olmak lazım. Tercih meselesi.
-Kierkegaard'ın en aşık döneminde kaleme alınış. Aşk ve evlilik ile ilgili çok ama çok fazla malzeme var.
Ancaaaaaak;
Bu kitapta ne hoşunuza gitmeyebilir?
Dediğimizde...
-O ne Don Giovanni güzellemesi öyle yahu. Başladı Don Giovanni bitti Don Giovanni...eh ama.
-900 Küsur sayfa...Ben, bir boşluk bulduğum zaman okuyayım diye kitap çantamdadır. Bu kitap mobil değil. Bildiğin tuğla gibi.
-Ve dolayısıyla çok fazla "gereksizlik" barındırıyor.
-Bu konuda ahkam kesebiliyorum çünkü, Kierkegaard, kalemine sakınmamış, yazmışta yazmış. Dönemin eleştirmenleri de buradan vurmuş hatta onu en çok bu eleştiriler üzmüş...?
-Bir de tam bir kaçak dövüş izliyorsunuz. Konunun özü bir cümle, açılım -zaman zaman- 80-90 sayfayı bulabiliyor...tahammül gerekli.
-Kitabı okumadan önce, Kirkegaard'ın hayatına oldu ki göz gezdirmediniz...bir çok şeyi anlamakta güçlük çekebilirsiniz. En çok, hiç bir yerinde bahsetmediği Babasının etkisi tabii ki.
Ezcümle,
Neden 10 verdin o halde; Bu gibi kitapların bence tek notu var; 10!
Ha sen 9 verip, Kartezyen bir akılla bunun ontolojisini de hem de burada açıklarsın, boyun ona yetiyordur...o halde buralarda ne ararsın. Yani bence 10 harici not; olmaması "bak burada buna dikkat etmen lazım" değil de; "Elbette, 'Ben' daha iyisini yazardım anlamına geliyor -benim için-de ondan.
Bir kere geri dönüp baştan okumam. (yukarıda saydığım sebeplerden dolayı) fakat ara sıra bazı yerlerine yeniden dönüş yapabilirim. Kötü tarafı bol diye de yerlere vurmayalım. Sonuçta bir Kierkegaard kolay yetişmiyor.