Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Meşhur kavle göre, cehennem yer altındadır. Fakat biz Ehli Sünnet, kat'i olarak yerini tayin edemeyiz. Lâkin zâhir olan, tahtiyettir ve yer altında olmasıdır. Buna binaen derim ki; bizim kürremiz dahi, sair nücum (yıldızlar) gibi, şecere-i tuğba gibi olan hilkat-ı alemin semeresidir. Semerenin altı, o ağacın umum ağsanı (dalları) altına şâmil olur. Buna binaen, cehennem yer altında, o dallar içindedir. Nerede olursa olsun, yeri vardır. Tahtiyet (alt kelimesi), mesafenin uzun oluşunu veya bitişikliğini gerektirmez. Malum olsun ki, ebedi ahiret âlemi, fenâ ile mahkum olan bu âlemin mukayesesiyle ölçülemez ve muamele olunmaz. Müntazar ol.. Kürreyi arz; şecere-i zakküm ve cehennemin çekirdeğiyle hâmildir, günün birinde doğacaktır. Belki fezada tayaran eden (uçan) arz, öyle bir şeyi yumurtlayacak ki, o yumurtada cehennem tamamıyla olmaz ise de, başı veya diğer bir azasını teşkil eden tohum ve çekirdeğini kuşatmıştır. Kıyamet gününde derakat (dereler, tepeler) ve sair azasıyla birleşecek, hayret verici dev gibi olan cehennem, ehli isyana hücum edecektir.(153) Üstad Bediuzzaman'ın bu sözü, cehennemin yerle bitişik olmasına delâlet etmez. Zira kendisi de: "Mesafe gerekmez." demiştir. Ehli Sünnetin ittifakıyla, şimdi cennet gibi cehennem de vardır: ikisi nimet ve elemleriyle ebedi ve bâkidir, insanlarla beraber ebediyete doğru gitmektedir.
·
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.