İnsanın kendi eylemleri ve varlığı karşısında tamam en sorumsuz oluşu, bilen kişinin yutması gereken en acı damladır; oysa ilkin adeta bunun tam tersine inanmak istenir. Böylelikle tüm değer vermelerimiz, ödüllendirmelerimiz, antipatilerimiz değersizleşmiş ve yanlış çıkmış olur; bir çilekeşe, bir kahramana duyduğumuz en derin duygu, bir yanılgı sayılmıştır; artık övemeyiz, kınayamayız, doğayı övemediğimiz kınayamadığımız gibi. Nasıl ki iyi bir sanat eserini seviyor [ve sevmiyor] ama kendi başına hiçbir şey yapamayacağı için övmüyorsak, insanların ve kendi kendimizin eylemleri karşısında, bir bitkinin karşısında nasıl duruyorsak öyle durmalıyız. Onlardaki enerjiye güzelliğe berekete [vb.] hayranlık duyabiliriz, ama bunda bir yararlılık bulamayız. (Sf.405, Colli-Montinari Eleştirel Edisyon Notları)