Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Öğretmenlerle ilgili bir kitap yazdığınızı öğrendiğimden dolayı kendi ilkokul öğretmenim ile ilgili naçizane bir anımdan bahsetmek istedim. Benim babam şoförlük yaparak bizim geçimimizi sağlıyor­du. Durumumuz ne kötü ne çok iyiydi. Bir öğretmenler gününde annem, öğretmenime hediye olarak elime, siyah bir bakkal poşeti içinde memleketten gelen fındığı tutuş­turdu. Kara kara düşünerek okula vardım. Neyse, herkes sırasından tek tek ayağa kalkarak öğretmenin yanına gidip masasına hediyeyi bırakıyor, onun elini öpüyordu. Masa­nın rengârenk hediye paketleri ile dolmasının verdiği sıkın­tıdan iyice sinmiştim. Sıra bana geldi. Fındık poşetini, öğretmenin görmemesini dileyerek sıramın altına, yere bırakmıştım. Öğretmenim "Gelsene kızım," dediğinde utancımdan ne kafamı kaldırabildim ne de onun yanına gitmeye yeltenebildim. Benim yüreği güzel öğretmenim durumu anladı. "Aa, bana mı o sıranın altındaki hediye? Getir bakalım, çok merak ediyorum," dedi. Mecburen kalktım, öğretmenime verdim siyah poşeti. Öğretmenim hiçbir hediyeyi açmamıştı. Lüt­fen benimkine de bakmasın diye dua ederken benim poşe­timi açtı ve büyük bir sevinç gösterisi ile bana sarıldı. Çok teşekkür etti, fındığı çok sevdiğini söyledi. Bütün sınıf ar­kadaşlarımın sırasına birer avuç fındık bıraktı ve herkesten bana teşekkür etmesini rica ederek benim sayemde hepimi­zin fındık yiyeceğinden bahsetti. Sonra da beni alkışlattı. Yerime oturduğumda çok mutluydum. Böyle günlerde hediyelerin beğenilmemesi gibi konularda etraftan duyduklarım karşısında benim öğretmenimin na­sıl naif olduğunu, aslında öğretmen kelimesinin içini tam anlamı ile doldurduğunu görebiliyorum. Benim kızım da inşallah böyle ince yürekli, yüreği sıcak bir öğretmene denk gelir. Sevgiler...
Sayfa 179Kitabı okudu
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.