Gönderi

biliyorum gideceksin, bir eylül ayında ve günün herhangi bir vakti gideceksin. ne eski bir şarkı engelleyebilecek gitmeni, ne de yalnızca gözlerimde sakladığım aşkım. usul usul ve ağır başlı adımlarla gideceksin. her adımda gitmenin acısı yankılanacak sokakta. bir törendeymişcesine göze batan bir yürüyüşle gideceksin ve ben çocuklar gibi bakacağım ardından. sen geriye dönüp bakmayacaksın. gideceksin.. yalnızca gözlerimde sakladığım aşkımı sükuta kurban vereceğim. keşke diyeceğim sonra ve sonraları da ve her zaman keşke diyeceğim. söylenmemiş sözlerin ateşi yakacak tüm bedenimi. engizasyonlarda kurban edileceğim her gün. geç kalmış infazın korkusu kemirecek beynimi. duvarlara bakıp hayıflanacağım. biliyorum gideceksin.. puslu bir eylül ayında gideceksin. gözlerinle birlikte, saçlarınla birlikte gideceksin. geride seni hatırlatan bir tek kelebekler kalacaklar. bir tek kelebeklerin kanatlarına bakacağım özlemle. ilan edilmemiş bir aşkın hüznünü bırakacaksın bir de. taşımayacak kadar yorgun olacağım sen yokken. sonra yaşamak dediğimiz saltanatın soytarılığı kalacak üzerime. sihirli sözlerin avutulucuğuna salacağım boyalı yüzümü. kimse farketmeyecek, seni en kuytu bakışlarımda, seni uykusuz gece yarılarımda saklayacağım. başlayıp da bitiremediğim yazılarımda. bir radyo istasyonunda çalınan ortadoğu şarkısında. sen gideceksin.. ve aslında gitmelisin de.. hem de bir eylül ayında gitmelisin. şehrin gece lambalarında dans etmeli veda bakışların. korkularımla yüzüstü kalakalmalıyım öylece basık bir kenar mahalle kahvehanesinde. aşkınla demlenmiş sıcak bir çay içmeliyim. küfürler saçıp etrafa, belalara bulaştırmalıyım ağrılı başımı. yokluğuna alışmamalıyım. alışmamalıyım..
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.