Stefan Zweig'ın kitaplarında duyguları hep iyi yansıttığını düşünmüşümdür. Bu kitapta da adından da belli olan o korkuyu bende iliklerime kadar hissettim. Sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış saygın bir kadının kendini genç bir piyanistin kollarına bıraktığı ve bu ilişkiden haberi olan bir şantajcının onu huzursuz etmesiyle başlıyor. Aslında ana karakterimiz bu sekiz yıllık evliliğinde duygularını hiç kullanmamış, hayattan zevk almasını bilmiyormuş gibi duruyor. Ve hep korkunun negatif bir duygu olduğunu düşünürüz fakat bu kadının yaşadığı korku aslında ona diğer duyguları ve sahip olduklarının değerini bilmeyi öğretiyor. Genelin dışında bir kadının aldatmasını ve kocasının davranışlarını okumak güzeldi. Sonu ise beni etkileyen bir diğer noktaydı.