Annenin fazla telaşlı ve kaygılı bir tavırla bebeğe her ağladığında süt vermesi de çok yararlı değildir; bebek annenin kaygısını hisseder ve bu da kendisininkini artırır. Çocukken yeterince ağlamalarına izin verilmediği için yakınan yetişkinler de gördüm; kaygı ve gücenmelerini yeterince ifade etme (ve böylece rahatlama) imkanı bulamadıkları için hayıflanıyorlardı; ne saldırgan itkileri ne de depresif kaygıları bir çıkış yolu bulabilmişti. Abraham da, manik-depresif hastalığa yol açan etkenlerden söz ederken hem fazla engellenmeden kaynaklanan
hüsrana hem de aşırı ilgi ve hoşgörüye değinmiştir. Aşırıya kaçmayan bir engellenme, aynı zamanda bebeğin dış dünyaya uyarlanmasını ve gerçeklik duygusunun gelişmesini sağlayan bir itici güç oluştuştrur. Belli ölçüleri aşmayan bir engellenmenin ardından gelen doyurulma, bebeğe kendi kaygısıyla başa çıkabildiği duygusunu da verebilir.