'Yatağımın üzerinde oturup dizlerimi göğsüme çektim. Özlemin kokusu sardı yine etrafımı ama bu defa ağlamayacağım. Söz verdim kendime, "artık ağlamak yok" diye. Sanırım bu kendime verdiğim en aptalca sözdü. Tutamayacağımı biliyorum çünkü.
Çarşafın çiçekli desenlerini göz hapsine alırken yine geçmişimi sorguladığımı fark ettim. Hiç bir suçum olmadığı halde, bu kadar acı… bu hiç adil değil. Zaten dünya ne zaman adil oldu ki?
Üzgünüm, birazda mutsuz ama en çokta kırgın. Ağlamayacağım demiştim değil mi? Bak yine tutamadım verdiğim sözü. Yine göz yaşlarımı benden habersiz firar etti. Şu başına buyruk duygularımı bir türlü dizginleyemedim zaten. Yine konuşmaya ihtiyacım var ama ben yine yalnızım.'
Tamda bunu düşünürken iç sesim devreye girdi...
"Kendin seçtin bu yalnızlığı şikayet etmeye hakkım yok."
"Evet" dedim sessizce ve ekledim "şikayet etmeye hakkım yok"