Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

384 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Afganistan'da Direniş ve İslam
Olivier Roy'un yazdığı Afganistan'da Direniş ve İslam adlı kitabı çok uzun yıllardır elimin altındaydı. Sıcak gündem Afganistan olunca, kitabı okudum. Olivier Roy, Afganistan'da Sovyetlere karşı yapılan cihadı araştırırken, bölgenin mezhep, aşiret, siyasi ve bunların dini olarak yaşamın her alanında yorumlanmasını da aktarıyor. Kitabın içindeki bilgiler yazarın 1985 yılına kadar (1980 - 1985 yılları arası) yaptığı çeşitli yolculuklar ve ayrıca çeşitli kaynaklardan topladığı bilgilerden oluşmaktadır. Afganistan'daki Sovyetlere karşı direniş ve bu direniş içinde bulunan halkın kendi direnişini de okuyoruz. 'Her ne kadar bir Afgan milleti olmasa da tarihin incelenmesi gereken bir Afgan devleti mevcuttur '(s.29) diyerek zaten esas durumu ortaya seriyor. Yapay devletler, yapay sınırlar, yapay halkların bir arada tutulduğu coğrafyada, insanların yaşadıkları devletlere aidiyet duygusuyla bağlanmamaları çok da karşılaşılan durumdur. Afganistan'da bu açıkça görülebiliyor. Bir yanda başkent Kabil ve rejim diğer yanda ise aşiret ve mezhep temelli ve devletten çok bağlı oldukları aşiret ya da mezhebin sözünü üstün gören bir yapı. Bu ikili durum varlığını sürdürürken iç yapıdaki güç mücadelesi de kendini her yerde gösteriyor. Afganistan'ın kuruluş yılları ve etkin olan aşiret yapısı da anlatılıyor. Başkent ve çevresinde çeşitli alanlarda reform yapılmaya çalışılsa da aşiret ve mezhep temelli bir yapının güçlü olduğu yerde bu reformlar ancak dar bir çerçevede gerçekleşir. Ülkenin büyük çoğunluğu ise din ve gelenekler üzerine kurgulanan bir yaşam/kanunla iç içe yaşamaya devam eder. O yüzden Afganistan devletini kim temsil ediyor? Bir ülkeyi ayakta tutan en önemli unsur 'millet' olmaktadır. Afganistan'da (devlet sınırlarının tamamını göz önüne alırsak) bir savaş durumunda orada yaşayanlar Afganistan devleti için mi savaşırlar yoksa bağlı bulundukları aşiret/cemaat için mi savaşırlar. İkisinin çatıştığı bir ortamda Afganistan için savaşa katılırlar mı? Bu durum başka ülkeler için de geçerli. Milleti bir arada tutacak bazı etkenler ortadan kalktığında zaten bölünme, ayrışma da başlar. Lakin millet denilecek unsur tam olarak ortada yoksa o zaman başka şeyler devreye giriyor. Özellikle İngiliz ve Ruslar tarafından kendi çıkarları için oluşturulan (antlaşmalar) sınırlar sorunların da esas parçalarından biri oluyor. Toplumun kabile yapısı, devlete bakışı ve dinin geleneklerle birleşimi millet kavramına ne kadar yansımış? Okudukça bazı şeyler aydınlanırken bilinmeyen çok şey de görünür hale geliyor. Dinin burada nasıl yürüdüğü ise 'molla' kavramı üzerinden anlatılıyor. Ülkedeki farklı dini, siyasi yapılar haricinde, kabile unsurları da göz ardı edilmeden Afganistan'a bütün olarak bakamayız. Çok parçalı yapı, üst kimlik altında birleşmediğinde her aşiret, kabile, mezhep ya da farklı unsur kendini mahalli, yöresel olarak üst görür ve bunun neticesinde ufak tefek sıkıntılar büyük meselelere dönüşür hale gelir. Çeşitli dini yapılar, bunların yerel bağlantıları ve özellikle bazı grupların Suudi Arabistan tarafından desteklenmesi var olan sistem içinde başka sıkıntıları da doğurur. Afganistan özelinde bunun örneklerinden bahsediliyor. Bu kitabı doğrudan bu konulara ilgi duyanlara öneriyorum. Kitabın baskısı yok ancak sahaflarda bulunabilir. Bu kitabı 1 - 8 Eylül 2021 tarihlerinde okudum. Bu yazı ise 29 Eylül 2021 tarihinde 1000Kitap sitesine eklendi.
Afganistan'da Direniş ve İslam
Afganistan'da Direniş ve İslamOlivier Roy · Yöneliş Yayınları · 19905 okunma
·
101 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.