Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Hayatımızın öyküsünü biz mi yazıyoruz? Şu an olduğumuz kişi kendimiz miyiz? Yoksa hiç büyümeyen çocuk halimiz mi? Kişi bilinç dışına itilmiş öyküsünü öğrenmediği sürece bu sorunun cevabını veremez. Okuduğum kitap bu ve bunun gibi birçok sorunun cevabını veriyor. Kitabın bana bıraktığı üç kilit kelime hala aklımda yankılanıyor. “Gerçek ihtiyaç“ “Gerçek benlik“ “Yasını yaşayabilmesi“ Çok can alıcı kelimeler değil mi? Bu SORULAR cevaplandığında eskisi gibi olmayacağımız kesin. Bunu nasıl yapacağımızın yolu belli. Kendimizi değiştirebiliriz, onarabiliriz ve kaybolan bütünlüğümüzü yeniden kazanabiliriz. Bunu bedenimizde biriken geçmişte olanlara ait bilgilere yakından bakmaya, onları bilincimizde olabildiğince yaklaştırmaya karar vererek başarabiliriz. Başarabiliriz fakat bunu yalnız başına ya da kitabı okuyarak yapabilir miyiz? Doğrusu bilmiyorum. Çünkü belli bir yere geldiğimde tıkanıyorum. Bunun için özel olarak profesyonel destek alıyorum. Doğru bakış açısıyla sorunlarımı daha net göreceğimi umuyorum. Profesyonel destek olmadan insan kendindeki duygusal depreşmelerin geçmişi ile olan bağlantısını anlamayacaktır. Oluşan benliğimizi, hatta içinde yaşadığımız toplumu oluşturan, bilinç dışında tuttuğumuz şeylerdir. Çocukluk acılarının bilinçten itilmesi yalnızca bireysel yaşamları belirlemekle kalmaz toplumun tabularında belirler. Bu duygu ve benlik oluşumunu ana/babamız biz daha memedeyken kendi elleriyle inşa ederler. Bize en iyisini vermek istemelerinden şüphe duymayız ama kendileri en iyinin ne demek olduğunun bilincinde midirler? O çocuğa kendinizi saydırabilirsiniz, kendi duygularınızı çocuğa yansıtıp bunları onun duyguları olduğuna kendinizi inandırabilirsiniz. Ya sonra? “Gerçek benlik” dediğimiz şeye ulaşmaya koca bir ömür adamamız gerekir. Tabii bunun farkındaysak eğer. Oluşan karakterimizde ana/babayı mutlu etmek için onların istediği gibi olmak, başarılı olmak, uslu olmak, takdirlerini kazanmak gibi birçok şeyi bilincinde olmadan içimizde taşırız. En nihayetinde kendi benliğimizden uzaklaşır ve kendimize yabancı oluruz. Altını çizdiğim alıntı kendimize yabancılığı ve sonrasında gelen bunalımı net bir şekilde gözleri önüne seriyor: “Yaşamı sürdürmek bana anlamsız görünüyordu; aslında herhangi bir şekilde, hiç istemediğim ve her an gözden çıkarabileceğim yabancı bir hayat yaşadığım için bana öyle geliyordu.” Profesyonel bir destekle tabii ki hayatımız bambaşka bir hal almayacak, bunun için artık çok geç. Üçüncü kelimenin “yasını yaşayabilmesi“ terapi sonrası gerçekle yüzleştikten sonra değer kazanıyor. Terapinin hedefi, hastanın yazgısında bazı düzeltmeler yapmak değildir; onun bu yazgı ile yüz yüze gelmesine ve bunun yasını yaşayabilmesine imkan hazırlamaktır. Tüm bunlar ana rahminden çıktığımız ve artık bir şeyleri anlamlandırmamız gerek dediğimiz ana kadar geçen süreçtir. Bilinçlenmeye ve gerçek benliğimizi aramaya başladığımızda çocukluk yıllarının hatırlanmayan ama şimdiki benliğimizde büyük payı olan bilinç dışına itilmiş anıları anlamlandırıp benliğimizi güçlendirmiş olacağız. Ülkemizde psikologlara “deli doktoru”, gidenlere de deli gözüyle bakılsa da, bizi “deli!” edenlerin aslında en yakınlarımız (ana/baba ve onların ana/babası) ve toplumun kendisi olduğunu çok bariz göreceğiz. Çocukluk yıllarında haksız yere yüklendiğimiz suçluluk duygularını çözerek onlardan kurtulmak özgürlüğünü kazanabiliriz. Çünkü erken yaşlarda uğradığımız kötülüklerde bir suçumuz olmadığı halde kendimizi bunlardan sorumlu hissetmiştik. Suçluluk duygusunda arınıp daha sağlıklı birey olmak için bilinçlenmeli ve gerçek benliğimizi bulmalıyız. Yorumumu Alice Miller’ın son sözünden bir alıntıyla bitiriyorum. “Öykülerini unutulmuşluğum karanlığından çıkarmaya hazır olan insanlar başkalarını da aynı adımları atmaya yüreklendirecekler ve uyanan bu yeni bilinçle bugünkü politikanın bulanık ortamına şimdiye kadar olabildiğinden daha fazla aydınlık ve berraklık getirebileceklerdir.”
Yetenekli Çocuğun Dramı
Yetenekli Çocuğun DramıAlice Miller · Profil Yayıncılık · 20213,034 okunma
·
141 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.