Ağaçların arasındayken ben
bilhassa söğüt ve yalancı keçiboynuzu,
aynı şekilde kayın, meşe ve çamlar da
sevincin izlerini öyle yayıyor ki etrafa
beni kurtardıklarını düşüneceğim neredeyse, hem de her gün.
Fazilet ve muhakemeye sahip olduğum
bir ben inancından çok uzaktayım,
hiç acelem yok gibi geçiyorum dünyadan,
yavaşça yürüyor, etrafı selamlayıp duruyorum.
Çevremde ağaçlar yapraklarını kımıldatıyor
ve sesleniyor bana, “Kal biraz daha.”
Işık, dallarının arasından süzülüyor.
Yeniden seslenip “Bu kadar işte,” diyorlar,
“bunu yapmaya, sakin sakin yaşamaya, ışıkla dolup
parlamaya
geldin sen de dünyaya.”
Mary Oliver, “When I am Among the Trees,” Devotions: The Selected Poems of Mary Oliver, 2017.
çeviri: smb / sermelix