NADA -- Bütün bölge komutanlarına, yönetimleri altındaki halka yeni hükümeti desteklemek üzere oy verdirmeleri buyruldu.
BİRİNCİ KADI -- Hiç kolay iş değil bu. Bakarsın birkaçı red oyu kullanır!
NADA -- Güzel ilkelere göre davranırsanız, kimse böyle bir şey yapamaz.
BİRİNCİ KADI -- Güzel ilkeler mi?
NADA -- Güzel ilkeler, oylama özgürdür der. Yani, hükümeti destekleyen oylara özgürlük içinde verilmiş gözüyle bakılır. Ötekilere gelince, seçme özgürlüğünü kısıtlayacak gizli engelleri de ortadan kaldırmak üzere, seçim bölgesinde oy kullanmayanların sayılmayan oyların üçte biriyle denkleştirilmesi demek olan yeğleme yöntemiyle geçersiz ilan edilir. Anlaşıldı mı?
BİRİNCİ KADI -- Evet, efendim... Daha doğrusu, anladığımı sanıyorum.
NADA -- Harika bir adamsınız, sayın Kadı. İster anlayın, ister anlamayın, bu yöntemin şaşmaz sonucunun hükümeti desteklemeyen oyların tümünün geçersiz sayılması olacağını sakın aklınızdan çıkarmayız.
BİRİNCİ KADI -- İyi ama, oylamanın özgür olduğunu söylemiştiniz?
NADA -- Evet, öyledir. Ama biz, hayır diyen oyların özgürlük içinde verilmediği ilkesinden yola çıkıyoruz. Böyle bir oy duygusaldır, yani tutku zincirine vurulmuştur.
BİRİNCİ KADI -- Haa, bu aklıma gelmemişti işte!