Jack London ismini duyduğumda aklıma doğa, mücadele, hırs, evrim ve felsefeyi kurgunun içinde harmanlayan ve bunu çok iyi anlatabilen son derece akıcı heycan verici maceralara yönelip çarpıcı bir sonla noktalanan romanlar ve hayatı anlamak ve insanların sıkıntılarını, heycan ve mutluluklarını gözlemlemek için olayların içine çivileme dalan bir yazar geliyor. Deniz Kurdu romanında beklenildiği gibi yazar yine bizi evimizden alıyor okyanuslara sürüklüyor.
Materyelizim ve ideolizim in çarpısması sonucunca karakterlerin kemikleşmiş düşüncelerinin kırılabildiğini görüyoruz. Wolf Larsen son derece katı var olmak dışında kaygı taşımayan korsan gemicidir. Van Weyden ise idealis, kibar, zorluk görmemiş yazar ve eleştirmendir. Bir deniz kazası bu iki zıt karakteri karşı karşıya getiriyor. Aşkın da eksik kalmadığı bu serüveni okumanızı öneririm, kitap hafızanıza kazıncak karakterler barındıyor.
Denizcilik terimlerinin bolca olmasından dolayı ilk sayfalarda sıkıntı çeksemde son derece akıcı bir kitap oldu mutlaka okumalısınız. :)