Sergüzeşt, Kafkasya'dan esir olarak
İstanbul'a getirilen bir küçük Çerkes kızının başından geçenleri merkeze almaktadır. Satıldığı ilk evde Dilber adı verilen bu küçük kızın ardı sıra okur da İstanbul'un
çeşitli semtlerinde, sokaklarında dolaşmaya, konaklarına girip çıkmaya başlar. Önce esir tüccarlarının, sonra satıldığı evin sakinlerinin eziyetini gören Dilher'in bu zorlu ve
hüzünlü yolculuğu, Asaf Paşa konağına satılmasıyla biraz renktenecek gibi olur. Burada hem kendisine görece daha
iyi davranılmaktadıı; hem de Asaf Paşa'nın Paris'te resim öğrenimi gören oğlu Celal Bey'le aralarında güçlü bir bağ
kurulmaya başlamıştır. Fakat Celal Bey'in, bir esirle asil bir
paşazadenin yakınlaşmasına hiç de sıcak bakmayan annesi
bu durumu fark eder ve çözümü Dilber'i derhal satmakta
bulur. Bundan sonra Celal Bey için de Dilber için de ıstıraplı
günler başlamıştır.