Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Eşcinselliğe Tepkide Devletin Rolü
Devlet denilen yapı, insanların sadece mal ve mülklerini değil, onurlarını da koruma ve kollama görevi uhdesine verilmiş olan aynı zamanda siyasî, iktisadi vb. gibi alanları da kontrol eden bütüncül bir yapının adıdır. Bu anlamda bütünüyle hukukî organizasyonlar olan devletlerin kim olursa olsun kanun dışı zorbalıklara izin vermemesi gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle devlet, gerek kendi nezdinde ve gerekse de kamunun nezdinde suç sayılan işlemleri cezalandırmakla görevlidir. Onun içindir ki devletler, kanun yaparken halkın çoğunluğunun tercihlerini dikkate almak durumundadır. Bu demek değildir ki devletler, azınlıkta olanları zulüm ve baskı içerisinde bırakabilir. Konunun hassasiyeti açısından söylemeliyiz ki, bütünüyle gayr-i meşru bir tercihe yönelmiş olan eşcinsellerin de seçtikleri cinsel eğilim yüzünden zulüm ve zorbalıkla karşılaşmalarını devlet önlemelidir. Bu gibi suçlara karşı devletin kendisi, halkını koruma adına belli bir ahlâkî yaptırım ya da cezaî müeyyide uygulamalıdır. Devlet, toplumun bu gibi sapkınlıklara karşı yargısız infaza yönelmesine karşı durmalıdır. Fakat devlet, halkın dinsel ve sosyolojik kaygılarla bu tür sapkınlıklara karşı ilkesel ve muhalif durmasına da karışmamalıdır. Kim olursa olsun, başkasına zarar vermediği ve kamuya açık olmayan alanlarda işlendiği müddetçe zina, eşcinsellik vb. gibi kişisel tercihleri üzerinden ona ne zulüm yapmalı ve ne de zulme uğramalıdır. Ancak tercih etmiş olduğu şeyin hem din nezdinde ve hem de insanlığın birikimi nezdinde yanlış, günah ve suç olduğunun söylenmesi gereklidir. Bu gibi eğilimleri cezalandırırken kamu hukukunun vereceği cezaları kişilerin vermesinin de önüne geçilmelidir. Herkese tutumlarından vazgeçebilme imkân ve fırsatı sunulmalıdır. Hatta bunun herkesin rahatlıkla ulasabilmesi adına eğitim, tedavi ve destek birimler üzerinden toplumun geneline yaygınlaştırılması lazımdır. Hangisi olursa olsun devletin belli azgınlıkları, belli sapkınlıkları ve belli yoldan çıkışları kontrol altına alması, hatta bu minvalde bazı , adına zecrî tedbirlere başvurmasıiş yaptığı milletin bekasi için son derece elzem bir husustur. Kamu alanında görünür olmayan, reklâm aracı olarak kullanılmayan ve gizli kalan her türlü cinsel eğilim, hoş karşılanmasa bile zorla gün yüzüne çıkarılmaya çalışılmamalıdır. Bu faaliyetler, eğer ki kamusal alanda suç unsuru teşkil etmeyen bir vasıfta işlenirse, yani meşru yoldan cinselliği tatmin aracının kendisi olursa, dinsel anlamda günâh ve suç olmakla birlikte gizli dünyalara müdahale edilmemelidir. Ancak bu tercihin de insanları helâk eden yıkıcı bir eğilim olduğu sürekli bir şekilde anlatılmalı, aleniyetine ise dinlerin ortaya koyduğu vechile belli cezalar düzenlenmelidir. Eğer ki bu eğilimler, kişisel ve toplumsal sâfiyet adına sapkın bir tercih ise onunla eğitim, ahlâkî değerlerin kazanımı ve kamu hukuku üzerinden mücadele edilmelidir. Bu mücadelenin en başat yönü ise, kitlelerin bu tehlikeye karşı açıktan eğitimidir. İkinci olarak, bu tür eğilimleri benimseyenlerin tercihleri, eğer ki belli bir bedenî ve ruhsal rahatsızlıktan neşet ediyorsa, bu kişilerin tedavisi gelmektedir. Üçüncü olarak ise, kitleleri böyle tehlikelerden koruma adına pek çok yasal tedbirin alınmasının gerekli oluşudur. Hatta halkının cinsel sağlığını koruma görevi olan devletin bu gibi eşcinsel tercihleri kamunun önüne dökecek olan reklam vb. gibi yayınların kontrol altına alması gerekmektedir. Zira sağlıklı bir toplumsal süreçte, kişi ve topluma zarar veren her türlü anormalliğin yasak altına alınıp, belli müeyyidelere tabi tutulması elzem bir husustur. Bu cümleden olarak ifade edilmelidir ki, yaşanabilir bir toplum adına bu gibi sapkın eğilimlerin de aynı işlemlerden geçmesi gerekmektedir. Nitekim kişilerin canlarının her istediklerini özgürlük şemsiyesi altında icra etmelerinin belli bir kuralı da olmalıdır.
Sayfa 182-184
·
231 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.