Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Baudelaire hakkında
Tenin kirliliği derinden derine içine işlemiştir. İlk günah doktrininin son şiir ifadesini Acı Çiçekler'inde [Kötülük Çiçekleri] bulduğunu söylemekten çekinmeyeceğim. Baudelaire, duygular kargaşılığını, vicdan meselelerini halle çalışan bir ilâhiyatçının kılı kırk yaran ciddiyetiyle ve bir doktor vakarıyla ele alır. Ona göre önemli olan günahlardır; en küçük bir günahta bile kocaman bir şey vardır. Geceleyin şüpheli sokağın karanlığında rastlanan en zavallı bir mahlûk, onun kafasında, korkunç bir azamet kazanır. Yedi ifrit, günahların içindedir ve bütün mistik gökyüzü, ruhu tehlikede olan bu günahkârı seyreder. Kendi kendine, en rezil öpücüklerin bütün sonsuzluk içinde şapırdıyacağını söyler; bu bir saatlik tesadüflere, on sekiz yüzyıllık şeytanlıkları karıştırır. O halde hıristiyan olduğunu söylemekle fazla haksızlık etmiş olmuyorum. Ama Barbey d'Aurévilly gibi Baudelaire'in çok kötü hıristiyan olduğunu ilâve etmek de yerinde olur. O, günahı sever, kendi kendini kaybetme zevkini tatmaktan pek hoşlanır. Lânetli olduğunu bilir ve bu yüzden ilâhi bilgeliğe, kendisini bağışlatacak bir saygı gösterir, fakat onda lânetlenmenin şaşkınlığı vardır. Hiçbir zaman âşık olmamıştır. Sefalet tam mânasıyla dinsizce bir şey olmasaydı, sefahat düşkünü bir adam da olmazdı. Sefahatın de şekilden ziyade şeytani özüne bağlanır. Onların aracılığı ile Tanrı'ya sataşıp melekleri ağlatmak ümidine kapılsaydı kadınları pekâlâ rahat bırakırdı. Bu duygular şüphesiz bir hayli fâsit duygulardır ve onların Baudelaire'i, gecenin ateşli hayallerinden samimi olarak korkan şu ihtiyar papazlardan ayırdığını biliyorum. Baudelaire'i böyle ahlâksız yapan gururdur. Azameti içinde yaptığı her şeyin, hatta küçük ayıpların, bile itibar görmesini istiyordu. Bu yüzden göğü ve cehennemi ilgilendirmek maksadıyla günahlarının bulunması da onu memnun ediyordu. Zaten hiçbir zaman yarım imanlı olmaktan ileri geçemedi. Yalnız ruhu tam mânasiyle hıristiyandır. Kalp ve zekâsı boş duruyordu. Hikâye ederler ki, arkadaşlarından bir deniz subayı, Afrika'dan getirdiği bir vahşi Tanrısını, bir zavallı zenci tarafından bir tahta parçası içine oyulmuş küçük bir canavar başını göstermiş. Denizci: -Ne çirkin şey, demiş Sonra onu küçümseyerek fırlatıp atmış. Baudelaire endişe ile: -Dikkat edin, sakın o gerçek Tanrı olmasın! Onun hayatta söylediği en derin söz budur. Bilhassa kutsala sövme zevki için bilinmez Tanrılara inanıyordu. Şu noktayı da söyleyeyim, Baudelaire'nin yukarıda tarifine kalkıştığım bu ruh halinden tam mânasıyla açık kavrama vardığını tahmin etmiyorum. Fakat bana öyle geliyor ki, onun eserinden inanılmayacak çocukluklar, gülünç yapmacıklıklar ortasında bu halin gerçekten samimi bir şahidi bulunabilir. İçinde Baudelaire'nin düşüncesi bulunan -tabir yerinde ise- bu hıristiyan halinin neticelerinden biri de kendisinde ölümle aşkın devamlı beraberliğidir. Fakat bu bakımdan da kötü bir hıristiyandır. Vâizin bize tenden nefret etme duygusunu vermek için topladığı bütün bu fesat tasvirleri bu kan emen hortlak için iştah açıcı, lezzet verici bir şey oluyor. Cesetlerin kokusunu şehvet gıcıklayan hoş bir koku gibi teneffüs ediyor. İşin kötü tarafı da ancak o zaman bir şair, büyük bir şair oluyor. Binbir gece'nin en garip masallarından biri bize, güneş kadar güzel fakat pirinç yeme tarzından başka görünüşte acaip tarafı olmayan bir kadını gösterir, ağzına her defasında tek bir tane götürür. Bakışının ateşi, ağzının tazeliği, sözle anlatılmaz hazlar verir. Fakat geceleyin, cesetlerin etlerini parçalayıp yutmak için mezarlıklarda dolaşır. İşte Baudelaire'nin şiiri budur. Bu şiirin güzel olması can sıkabilir, fakat şiir güzeldir. Sanatçıya, hayrete düşürme merakını, garip ve tuhaf araştırmayı, birer birer yenen pirinç tanelerini ilham eden bütün şeyleri kaldırın, geride şu Binbir Gece'nin kadını gibi güzel, fakat endişe uyandıran bir yüz kalır.
·
114 görüntüleme
Nilfer okurunun profil resmi
Of beaudelaire bu kadar kotumuydu! Sanırım bütün önemli insanlarda kusur var bunda şüphem yok artik sadece tanridir kusursuz olan. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.