Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hayat...
Benim diye iddia ettiğim hiçbir şey benim değil. Valla... Az önce ağlarken fark ettim. "DUR" diyorum durmuyordu gözlerim. Mesela saçlarım da benim değil, "artık dökülme" desem dinlemiyor beni, başına buyruk. Sağanak yağmur ile yarış halinde gibiler. Böbreklerime söz geçiremiyorum mesela. "Bugün çalışmanızı istemiyorum bugün de böyle olsun kafadan size tatil" diyemiyorum. Oysa böbrekler-im diyorum onlara böbrekler-in değil. Patron ben olsam birazcık nazım geçerdi, ama geçmiyor. Beynime, kalbime söz geçiremiyorum mesela. "Unut" diyorum "işine bak kanka" diyorlar, asi ergen gibiler. Hep burnunun dikine dikine. Oysa hepsi benim, tabi bana sorsan öyleler... Benim bedenim benim kararım falan işte sorsan, bir de onlara sormak lazım bunu. Bıyık altı dalga geçerler eminim. Bir gün bedenim "eyvallah bana müsaade" çekecek. "Ben gidiyorum" buralardan diyecek. "Beş dakika bekle duş alayım öyle gidersin" desem dinlemez, "sıcak ekmek aldım tereyağının erimesini bari bekle" desem beklemez, "ya hu sadece yarım dakika da olsa müsaade et sevdiğim birini arayacağım" desem müsaade etmez... Ama sorsan benim bedenim işte. Patron benim bana sorsan. Bazen yeniden yeniden üstün güçleri olan bir ulu varlık değil, insan olduğumu hatırlamaya ihtiyacım oluyor... Kendi bedenim üzerinde bile insiyatifim yokken her şeyi mükemmel yapmaya çalışmak ve kontrolüm altında olmasını beklemek yoruyor beni çünkü. Eskiden sadece kendimi değil çevremdeki herkesi kontrol etmeye çalışıyordum. Bu o kadar yorucuydu ki. Daha bedenime patronluk yapamıyorken dünyayı değiştireceğim hayali sadece bir ütopya mı acaba? Değişmeyecek ve ben bu dünyadan bir avuç iyi niyet ile göçüp gideceğim belki de.
Ezgi Akgül
Ezgi Akgül
·
159 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.