Babası tarafından küçük yaşta terk edilen bir çocuk Cem. Bir ustanın yanında kuyucu çırağı olarak işe başlar. Usta, hikayeleri seven biridir ve Cem'e hep hikaye anlatır. Cem de bir gün hikaye anlatmak ister ve ailesi tarafından sürülmüş bir erkeğin yıllar sonra gelip bilmeden babasını öldürmesi ve annesiyle evlenme hikayesini anlatır. Oğlan evlendiği kişinin annesi, öldürdüğü kişinin de babası olduğunu öğrendiğinde dayanamaz ve kendini kör eder. Yıllar sonra başka hikaye öğrenir Cem. Yasak bir ilişkiden meydana gelmiş oğul yıllar sonra babasıyla savaşa girer tabi baba ve oğul olduklarını bilmeden. Baba oğlunu öldürür ve oğlu olduğunu öğrendiğinde isyan eder. Bu iki hikaye üzerinde çok durur Cem. Ee bir şeyi çok kurcalar ve inanırsan en sonunda başına gelir.
Tabi bir de kırmızı saçlı kadın var. Cem'in çıraklık yıllarında gördüğü ve aşık olduğu kadın. Aralarındaki birleşmeyi, hikayelerle olan bağlantılarını anlatmayayım spoi olmasın ama benim çok severek okuduğum bir eser olmadı. Son ana kadar ters köşe bekledim ve kitabın başında tahmin ettiğim şey çıktı. Kitabın ilk bölümünü okuduğunuz gibi aklınıza gelecek birkaç senaryo var, ters köşe beklemeyin çünkü yok. Orhan Pamuk'un okuduğum ilk eseriydi ve doğrusu bu kadar ünlenmiş bir yazardan daha iyi bir eser bekliyordum.