Her eser okunduğunda okuyucusuna bazı şeyler bırakır. Sanırım bana kalan eserin içeriğini anlatmaktan çok hissettirdiklerini paylaşma dürtüsü.
Eserde Raskolnikov'un zihni adeta içinde çıkmazları olan bir labirent gibi. Kendisi de bu labirentleri çıkışla taçlandırmamak için kararlı bir karakter. Karakter resmen acı çekmeye buhran geçirmeye tapar nitelikte. Hayatımızda yaşadıklarımız bizi şekillendirirken sanki bu karakterin zihni gelgitleri yaşamını bırakın şekillendirmeyi yaşamasının önüne geçiyor. Acıyı adeta bir yaşam biçimi haline getirirmek için öldürüyor. Sanki en uç noktaya vararak varlığını anlama gayesinde. Giriştiği öldürme merasimi uyuşmuş benliğini harekete geçirme içgüdüsünü taşısada galiba karakter kendi fahri ölmüşlüğünü gerçek bir ölümle kıyaslama peşinde.