Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Osmanlı batıya kapısını açtığında, saatini doğru ayarlamadı oğlum. Doğunun zaman algısıyla batının saatlerine ayak uydurmaya çalıştıkça sosyal hayatta bitmeyecek bir ikiliğin fitilini ateşledi. Osmanlı halkı neden batılılaşması gerektiğini bilmiyordu. Batılılaşma gibi bir ihtiyacı yoktu. Oysa Osmanlı toprak kaybediyor, bunu telafi etmek için de ordunun batılı düzene sokulması gerektiğini düşünüyordu. Başlangıçta yalnız orduda başlayan yenilikler zamanla Osmanlı Sarayı'nın yaşayış biçiminde de görülmeye başlandı. Ardından bu yenilikler taklit edilerek zengin ailelerin yaşam biçimine girdi. Bir zamanlar tüm dünyanın göz bebeği olan İstanbul, içten içe bu taklitçilikle kemirildi. Başta Beyoğlu olmak üzere tüm İstanbul, yepyeni bir hayata uyanıyordu o yıllarda. İnsanların pek çoğu, özellikle gençler, batının modasını, yaşamını taklit ederek batılı olduğunu düşündü. Kendini bilmeden, başka bir medeni yete nasıl geçilirdi ki? Oysa Batı bugüne kimseyi taklit ederek gelmedi. Düşün Karaca.…... Batı rönesansı, reformu ve coğrafi keşifleri yaparken ve kendi aydın zümresini kurarken yüzyıllarca emek verdi. Ortaçağın sonunda Batı, kendi kaynaklarını okuyarak küllerinden doğdu. Bizde ise durum ne kadar farklı değil mi? Biz zamanı kendi ruhumuzda taşımayı unuttuk oğlum. Bu yüzden mekânın değişimi bize acı veriyor. Kendini tanımadan, başkasını öğrenemez kimse.”
·
108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.