Gönderi

Şiilik ve Batıniliğe karşı Sünni inançları savunmak amacıyla açılan Nizamiye medreseleri siyasal otoritenin emrinde, onun ideolojisini üreten ve savunan kurumlar haline geldiler ve Sünni İslamın dört büyük mezhebinden biri olan Şafiliği savundular. Devletin kurduğu bu medreselerin hocaları artık bizzat devlet tarafından atanmaya, maaşlarını devlet tarafından almaya başladılar. Ders programları devlet tarafından benimsendiği gibi, ders kitapları da yine devlet tarafından seçiliyor ve bu bunların dışında kitap okutulmasına kesinlikle izin verilmiyordu. Bu, İslam dünyasında ulemanın bundan böyle devlet kontrol ve hâkimiyetine girdiği, başka bir ifadeyle, bilimsel düşüncenin siyasi otoritenin emir ve denetimi altına alındığı, dolayısıyla ulemanın devlete eklemlendiği, devletin paralı bir memuru olduğu yeni bir süreci başlattı. Bu süreç, artık İslâm dünyasında dini bilimlerin ve düşüncenin belli ölçüde devlet menfaatleri, siyasi çıkarlar yahut resmî ideolojiyi desteklemek için üretilmesi anlamına geliyordu ki, işte Osmanlı uleması bu sürecin yerleştirdiği böyle bir geleneğin mirasçısı oldu.
Sayfa 46 - pegem akedemiKitabı okudu
·
119 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.