Herkese merhaba! Jan Morris aslında bir seyyah ve tarihçi. Bu kimlikleri onu elbette aynı zamanda bir yazar da yapıyor. Ancak bu defa gördüğü, tecrübe ettiği, gözlemlediği, duyumsadığı şeyleri birebir aktarmak yerine bir kurgu içerisine hapsediyor ve okurun önüne olduğu gibi bırakıyor. Ursula K. Le Guin bu durumu şöyle açıklamış: "Hav, tüm Akdeniz tarihinin, adetlerinin ve politikasının birkaç bin yılına tutulmuş bir ayna gibi..." Çok doğru. Bu ayna, gördüğü şeyleri çoğaltıyor, genişletiyor, görüntüleri birbiri üstüne bindiriyor. Kimi zaman çarpıtıyor, kimi zaman dosdoğru yansıtıyor. Kimi zaman güzellikleri kimi zaman da çirkinlikleri vurguluyor. Ursula K. Le Guin bu kitabı bilim-kurgu olarak tanımlamış ve şunu eklemiş: "Ciddi bilim-kurgu eserleri hayal ürünlerinin değil bir gerçekçiliğin biçemidir". Nitekim bu tanımlama üzerinden gidersek: evet, Hav bir bilimkurgu. Ancak, bu noktada (niyeyse) hala çekincelerim olduğu da bir gerçek. Ne ölçüde bilim-kurgu? Bilim-kurgu nedir? İçinde bulunduğumuz coğrafyaya dair çok fazla bileşenle harmanlanmış bir tarihsel kurgu eser var karşımızda (sanırım ben daha ziyade bu şekilde adlandırmayı tercih ederdim). Kitabın anlatım dili bir seyyah tarafından kaleme alınmış şekilde yazılmış. Kimi yerlerde sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Kimi yerlerde ise merakla okudum. Kitabın geneline bakıldığında kurgusal aynı zamanda da tarihsel izleklere sahip bir gezi anlatısı olduğunu söyleyebilirim. Özetle, kitabı önermek ve önermemek arasında gidip geliyorum. Kitaba karşı hala net bir fikir geliştirdiğim söylenemez ne yazık ki. Ancak farklı bir kitap olması nedeniyle tercih edilebilir. Sonuçta hep aynı şeyleri okumaktansa farklılıkları da gözetmek ve tecrübe etmek bizi biz yapan ve geliştiren şeyler. Kitaplarla kalın!

HavJan Morris · 202121 okunma

·

146 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Özgürlük Kurdu