Bunlar da geçecek şüphesiz. Seni unutmama kaç yüzyıl kaldı ki... Bir küsme, bir burulma biçimiyle gidişinin ardından şehrin gri cephelerinde fevkalade ağır bir el bombası gibi düşen bunaltının bıraktığı korkunç acının unutulmasına kaç yüzyıl kaldı ki..
Yaralandım. Bütün noktalarımdaki nöbetçiler yaralandı. Ölü de var dudaklarımda. Çığrından çıkmış bir ayaklanma gibi ağlamakta yalnızlığım. Bir gerçek aramıyorum felakete. Bir bahane göremiyorum arkadaşlarımın beni teselli etmek için söylediklerinin hanesinde.
Ama yokluğunu doldurmuyor sevda siyasetinin hançerleri. Ama bilemiyorum yağmurun ardından artık hangimiz suçlanacak.
Eğer hissediyorsan,
Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.