İki hikayeden oluşan kitabı annemin ameliyatı nedeniyle bulunduğumuz hastanede okudum.Biz kitap severler her ortamda vakit yaratırız okumaya. Kitabı okurken Balkanlar'da gezindim. O Türk topraklarını görmesemde yazarın anlattıkları ile sanki bende oralardaydım. Hoş iki sene önce Belgrad'da Tuna'yı gördüm fakat keşke kitabı daha önce okusaydım da Tunahan kadar olmasa da o duyguları hissedebilseydim. Ne cengaverlerimiz var bizim ne cesur kadınlarımız, askerlerimiz , gençlerimiz var bizim. Hikaye deki dede torun ilişkisi beni öyle duygulandırdı ki kendi büyüklerimi özledim burnumun direği sızladı. Bazen bende düşünürüm nerden hangi soydan geldiğimizi, kimbilir benim de büyük dedem bu topraklar için savaştı mı?
İkinci hikaye bir aşk hikayesi, bir erkek nasıl sevdiğini 4 yıl saklar, nasıl söylemez ve nasıl böyle bir tutku ile sevebilir. Pek aşka inanmam bu yüzden bu hikaye beni biraz yordu, fakat 17 Ağustosu hatırlamak içimi yaktı gözüm yaşardı.
Yazarı sevdim Yen'i kitapları okumak isterim. Sade duru anlatımları çok severim keyifli okumalar...