Hayal Belde Yahut Hayat Üzerine
Hatıratları okuyunca hemen kendime yönelir, bir kazı çalışmasına başlar, eşeledikçe eşelerim. Okuduklarımdan müthiş bir zevk alır, çokça yazarın yerinde kendim anlatır gibi hayal ederim. Bilhassa tutkuyla bağlı olduğum şeyler anlatılıyorsa bambaşka bir hazzı yaşarım. Bu hazzın karşısında bir burukluk da peyda olur bende: Yaşayamamanın ve yaşayacak olmamanın burukluğu. Coğrafya kavram olmaktan ziyade bizler için çoğunlukla buruk bir kadere tekabül eder, yaşanılmamış bir hayata hasret. İster istemez kıskançlığın kayığı da biner gelir kıyılarımıza. Her şeye rağmen okumak en azından şu dar-ı dünyada bizleri bir lahza da olsa yaşanmış güzel hatıralara ram eder. Bu uzun girizgahı yaptıktan sonra kitaba dönersem su gibi akan, dönem Üsküdar’ında güzel vakitler geçirmemi sağlayan iyi bir hatırattı diyebilirim. Burhan Felek namı diğer şeyhü’l-muharririnin kaleminden çocukluk ve gençliğinin geçtiği Üsküdar’ın mahalle, aile, arkadaş ortamlarından Ramazan gecelerine, kabadayılarına şeyhlerine, ünlü ve ünsüzüne değin dolu dolu bir hatırat okuyorsunuz.
Burhan Felek’in beş gün sonra vefatının 39. sene-i devriyesi. Bu vesile kendisini saygıyla anıyorum.
İyi okumalar.