Gönderi

İlk bakışta bir paradoks gibi görünebilse bile, özgürlük ve bireysellik toplumsal ürünlerdir. Bunlar toplumsal "kısıtlama”ya rağmen değil, ancak ondan dolayı vardır. Toplumsal kısıtlama -ya da daha doğrusu, toplumsal etki- tüm sahici özgürlüğün ve insan gelişiminin gerekli ön koşuludur. En temel olarak, başkaları tarafından "kısıtlanmış" olmayan birey düpedüz yok olur; çünkü doğduğunda insan bebeğinin yaşamını sürdürmesi bütünüyle başkalarına bağımlıdır. Toplumsallık bizim ta biyolojimize kazınmıştır. Geertz'in belirttiği gibi, doğduğumuzda "tamamlanmamış veya bitmemiş birer hayvanızdır, kendimizi kültür aracılığıyla tamamlar ya da bitmiş duruma getiririz". Ve eğer bir bebek herhangi bir toplumsal temas olmadan bir şekilde hayatta kalmayı ve büyüyüp yetişmeyi başarsaydı, insan türünün, ayırt edici olarak insana özgü hürriyet ve bireysellik karakteristiklerini taşımayan salt bir üyesi olurdu. Kısacası, "kültürden bağımsız insan doğası diye bir şey yoktur". Hürriyet ve bireysellik toplumsal olgulardır. Bunları ancak toplumsal ilişkiler içine girerek, toplumsal yaşama katılarak kazanırız.
Marksizm ve İnsan Doğası
Marksizm ve İnsan Doğası
-
Sean Sayers
Sean Sayers
/ sf. 27 - 28
·
356 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.