Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şirk dininin hedefi her zaman şu olmuştur: Metafizik inançlar aracılığıyla, Tanrı veya tanrılara inanç aracılığıyla, ahiret hayatına inanç ve saptırılmış inanç aracılığıyla, mukaddesata inanç ve saptırılmış inanç aracılığıyla, gaybî güçlere inancın saptırılması ve bütün dinî inançların saptırılması sayesinde, statükoyu meşru göstermek ve ona gerekçe hazırlamak. Böylece şirk dini, din adına şunu yapmak ister: Halk, olup bitenin, toplumsal durumun zorunlu olduğuna, bunun ilahî irade gereği olduğuna inanmalıdır. Bir topluluk diğerini zorbalıkla yoksun kılabilir ve kendileri için hukukî, iktisadî ve içtimaî ayrıcalıklar kabul ettirebilir. Ancak, bu durumun sürdürülmesi kolay değildir. Tarih boyunca zorbalar, kaynakların başını tutuyorlar ve çoğunluğu yoksun bırakıyorlardı. Fakat bu durumun sürekli zorbalıkla sürdürülmesi de mümkün değildir. İşte şirk dini burada devreye girerek önemli bir görev üstlenmiştir. Gaye ve hedefi, her şeyden yoksun bırakılan insanların, bu durumlarının, Tanrı iradesinin bir gereği olduğuna inanmalarını temin etmek suretiyle baş eğmelerini sağlamaktır. Şirk dini diye adlandırdığımız bu dinin kökü iktisaddır. Diğer bir deyişle şirk dini bir azınlığın servet sahibi olmasına ve çoğunluğun yoksun kalmalarına dayanır, bu olgudan kaynaklanır. Bu iktisadî etken, diğer insanlara üstün olma hırsı, hem statükoyu korumak ve meşrulaştırmak, hem de onun sürekliliğini sağlayabilmek için dine ihtiyaç duyar. Bunun için de en iyi çare, çoğunluğu meydana getiren bireylerin aşağı durumda olduklarına inandırılmalarıdır. Bu görevin gerçekleştirilmesi de şirk dinine verilmişitr. Şirk dini, tarihte iki şekilde gelişmiş ve görünmüştür: Birisi; dinler tarihinde gördüğümüz süreçtir: Totem dini, tabu dini, mana dini, atalar dini, çok tanrıcılık, animizm (ruhlara tapma) şeklinde başlar ve gelişir; sonunda da tanrı inancına varılır. Bu süreç, şirk dininin dinler tarihindeki izlediği süreçtir. Ancak, bunlar şirk dininin açık görünümleri, biçimleridir. Şirkin ikinci biçimi olan gizli şirk ise, diğerlerinden daha tehlikeli ve zarar verici olanıdır; insanlığa ve hakikate, diğer şirk türlerinin hepsinden daha çok zarar vermiştir. Bu, şirkin gizli biçimi, diğer bir deyişle şirkin tevhid nikabı [örtüsü, maskesi] ardında gizlenişidir. Şirk dinleri de Allah'ın yaratıcı olduğuna inanırlar. Ancak, iş yaratıcı oluştan rabb oluşa gelince, putlar çoğalır. Hatta Nemrud, Fir'avn ve benzerleri gibi kişiler yaratıcı olduklarını değil, rabb olduklarını, halkın efendisi olduklarini iddia ediyorlardı. Şirkten söz edilince, aklımıza hemen hayvana, bitki veya heykele tapınmak gelmemelidir. Böyle düşünürsek Hz. İbrahim (a.s) ve Resûl-i Ekrem'in (s.a) savaşlarından sonra şirk dininin mahvolduğunu sanırız. Dine karşı olanların dini doğuran sebepler olarak gösterdiği etkenler, aslında şirk dinini doğuran sebeplerdir: Bunlar; bilgisizlik, ayrımcılık, mülkiyet ilişkileri, sınıflı toplum olgusu ve bir sınıfın üstünlüğü olarak belirtilebilir. Dine karşı olanların şu sözü de (şirk dini için --H.H) doğrudur: Din, halk yığınlarının afyonudur. Böylece halkın; aşağılanmayı, mutsuzluğu, biçareliği, bilgisizliği bir kötü yazgı olarak benimsemesi, boyun eğmesi sağlanır. İbrahimî din veya Tevhid dini, bu tağuta tapma dinine her zaman karşı koymuş ve insanlığı da karşı koymaya çağırmıştır. Allah, insanlık/halk ile olduğunu, muhatabının halk, hedefinin de adaletin gerçekleşmesi olduğunu beyan buyurmuştur. Tarih boyunca karşı karşıya gelen ve savaşan din ile dinsizlik değil, din ile dindir.
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.