Zülfü Livaneli’yi genel anlamda severim. Bu romanında ise evet konu güzel ve güncel, toplumsal konu ele alınmış yine her zamanki gibi. Lakin anlatım aşırı düz, konular ve olay geçişleri tamamen öngörülebilir, sürpriz veya “ay ne olacak acaba” hissi hiçbir sayfada hissedilmiyor. Yani sanki yılların yazarı gibi değil de yeni yeni kitap yazan biri gibi konu araştırılmış, olay düşünülmüş, betimleme yok denecek kadar az, anlatım gücü asgari düzeyde.
Kitaptaki mesaj çok bariz, hoş evet fakat okuyucuyu düşündüren, acaba ne olacak diye merak ettiren kitapları çok daha fazla severim.
Ayrıca kitapta anlatılan köy yaşamının, olaylardan, yaşantıdan, kötülükten bu kadar uzak tertemiz yaşama konusu gerçekten biraz olası olmayan durum gibi geldi bana…
Diğer bir konu ise kitabın sonundaki röportaj kısmı, neden ve ne alaka? Neyin savunması veya neyin merak edilişini sanmaktan kaynaklı anlamadım zaten kitap dümdüz ve oldukça yalındı, düşündürücü bir şey yoktu açıkçası.
Kısaca çok da içime sinmedi, beklediğim kadar tat vermedi diyelim…
Herkese iyi okumalar.