Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Gönül Tokluğu - Garib Çoban
Sevgiyle yapılan gönül eserimiz, kendimizin yansımasından ibaret. O zaman esere kızmayın, kendinize kızın. İnsan ne kadar düzgünse, eser de o kadar düzgündür. Ana babalar duruyor da, o hocaları kaybettik. Anne-baba çocuğu gökten yere indirir. Hocalar ise yerden göğe çıkarır. Aslında, hepimiz aynı yaştayız. Sadece, dünyayı teşrifimiz farklı zamanlarda. İnanınız ki, biz, hepimiz bir günde doğduk. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Karşınızda kötüler mi var?.. Ne mutlu size!.. Ben İbrahim'im de!.. Karşında Nemrut peydâ olur. Ben Musa'yım de!.. Kaf ile Nun’un sırrına ermek istersen. Karşında Firavun bulursun. Ben Muhammed'im de, Karşında Ebu Cehiller, Ebu Lehebler. Ruh her zaman kendini iyileştirmek için ne yapacağını bilir. Zor olan, zihni susturmaktır. Siz iyi bir insansanız, karşınızda mutlaka kötü biri peyda olur. En beter ölüm!.. Bir insan yalnız hastalıktan değil. Başkalarının kalbini kırarak da ölür. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Kendinize bir iyilik yapın. Olmayana üzülmeyin, olana da sevinin. Olmayana da, bir şey istediniz olmadı. Hakkımda hayırlısı budur, diyeceksiniz. İstediniz olmadı, sevineceksiniz. Oldu, sevineceksiniz. Öyle kendinize kötülük etmek yok. Noksan gören, noksan olduğu içindir. Kemâl gören, kâmil olduğu içindir. Noksan insan, kimseyi adam yerine koymayandır. Onlar da lazım, hepimiz aynı seviyede olamayız. Terbiye ihtiram etmekle olur. İhtiram beklemekle değil. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Bazen hiç tanımadığımız, ancak ilk bakışta içimizde hemen uyanan. Ve deyim yerindeyse aniden büyük bir ilgi uyandıran. Neden mutlu değiliz?.. Kimse vazifesini tam yapmıyor. Kimse bu yüzden bahtiyar olamıyor. Ancak henüz tek bir kelime alışverişinde bulunmamış olmasına rağmen, insanlarla tanışıyoruz. Bilse susardı, sussa bilirdi. Çok susan, çok bilir. Az bilen, çok söyler. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Sonbahar içimizde şarkı söylüyor, sonsuz dönüşümüze. Bizde unutulmuş toprağın kokusu kabristanın yolunun izini sürer dualar. Nedenini bilmeden bu dünyayı seviyor insan. Neyse ki, ruhun genellikle farkında olmayan ama sadık bir tercümanı vardır düşünen bakışlar. Ölmek için geldiğimiz yerde ölemeden. Birbirimize yaklaşmadan, birbirimizi önceden görebilmek için birleşeceğiz. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Ölümü yaşamla konuşan vakitlerde aşkın birini ilan eder okunan mezartaşları. Seninle kim konuşuyorsa sensin. Evet benim der kabirtaşları. Hafif günleri ve anlamsız geceleri severim. Bana yakışan duayı severim!.. Ve zamanı geldiğinde Rabbin sana kalbindekini verecek seni hoşnut kılacak. (Duha-5) Sevdiğim bir sevgiliyi sırlayıp sever gibi. Bu kadar uzun süre sabırda çok büyük. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik Kalbinizde hayal bile edilemeyecek şeyler için şems vakti biraz yer ayırın. Aklının açıklayamadığı şeyleri duadaysan teheccüt vakti kalbin bilir. Sevgisizlikten, yokluktan, umutsuzluktan ölürüz. Bizi dünyaya bağlayan şey aşktır. Ne de olsa dünyadan nefret etmek, aşkın ve benim rahatlığımdı. İşte akşamın sonsuzluğuna geri döndüm. Yıldızlarla taçlandırılmış uykuyu uyutmak için. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Güvenilmek sevilmekten daha büyük bir iltifattır. Sorunlar neden çözülmüyor?.. Onu hiç açmazsan, onu hatırlatmazsan. O konuya hiç girmez, o konuyu düşünmezsen. Orayı burayı boş verirsen, sorunlar tabii ki çözülmez. Kendisine hırsla, tapılmasını isteyen seven kıskanç bir kadın gibidir unutulmuş aşklar sonbaharda. Çok az insana nasip olur bir duadır. Allah'ım!.. Sen, kendimi bana bir şey zannettirme!.. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Sevgiliye nasıl susacağımı bilmiyordum. Sevgimi nasıl bağıracağımı bilmiyordum. Dünyayı anlamak için, bazen dikkatin dağılmalı gönül. Mehtaplı bir gece, bacası tütmeyen mahallelerde mavi ağaç oldum. Rüzgarla iç içe savrulan duman gibi. Taaki savrulan yaprak olana kadar. Böylece bir nebze de olsa dünyaya nefesim kesilecekti. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Bu bir şey ya da birisi uzaktan gelen beni b/an’a hatırlatan. Bize nazikçe d/okunan, şafak vaktinde. Bunu bize her zaman söylemek için, teheccüt vakti dünya yeniden başlıyor. Ama zamanımızı bir garib engin ayna olan gönüle aşkla vermek istiyoruz. Gerçek okuma yazma bilmeyenlerin onlar olduğunu bilecek kadar dünyada yeterince insan gönlü ziyaret etmiştim. İnsan, buna değdiğinden emin olsaydı, üçler, yediler, kırklar, dua etmeyi öğretirdi. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Mümin hayatın içinde, toplumun göbeğindedir. Kendinden dışarı çıkıp kendine b/akmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin. Bir köşeye çekilip doğayla içiçe bir yaşam hayali peşinde değil. İnsanlara hizmet peşinde koşar!.. Allah'a ve ahiret gününe inanır, İyiliği emreder, kötülükten meneder. Hayırlı işlerde koşuşurlar. Al-i İmran-114 Fakir, az şeye sahip olan değil, hayatı nasıl yaşayacağını bilen, yanan kişiyle aynı aşktaydık. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Kendi ruhunuzu anlama sabrına sahip olmak sanattır. Korkularınızı paylaşmanın mahremiyeti yalnızca kendinizi güvende hissettiğiniz kişiler içindir. İçiniz rahat olsun diye her şeyi çözmeye çalışmayın. Başkaları tarafından sevilmek istediğiniz gibi kendinizi sevebilirsiniz. Parçaları kaybolmuş puzzle gibi artık insanlar. Kiminin ruhu, kiminin beyni ve birçoğunun bir kalbi yok. Gerçek güç, iltifatlara veya eleştirilere karşı duyarsız olmaktır. Alından bismillah deyip öpmek şiirin özüdür. Sevdiğiniz her şeye sadık olmak devrimin b/aşka bir şeklidir. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Tenine dokunan ve seni zevkle titreten gökyüzü mavisinde o duygu olmak isterdim. Çoğu insan dış dünyayı düşünmeye kendini o kadar kaptırmıştır ki. Kendi içlerinde neler olup bittiğinin kesinlikle farkında değildirler. Onun için savaştım kendimle, gönlü seveni kollarıma almak için. Korktu sevmekten emin değildi, bırakmadım ve sabrım sayesinde. Pişman olmadım, onun için vazgeçmemekte haklıydım. Söz tohum gibidir. Önce ekilmesi gerekir. O sözün kimde filizleneceği bilinmez. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. Sureti insana söz etmek anlamsız. Hikmeti Allah dilediğine verir. Senin yolculuğun benimkiyle aynı değil. Gerçek aşk iz bırakmaz sen ve ben bir olursak gelir Muhammed. Düşen bir yaprağın durabileceği gibi durmalı teheccüt vakti duada. Kaçarak iyileşemezsin, çünkü her iyileşme yüzleşmeyledir. Bir an havada göğsümde inşiraha ellerim gönlündeki dualarda. Ve benim yolculuğum senin değil. Ama benimle bir yolda karşılaşırsanız. Birbirimizi cesaretlendirebilir miyiz?.. Sevgiye değer her şey, sabrı hak eder. Miktarımızca sarf-ı kelam eyledik. (Y.ed- Şükür Günlüğü Albümü) Engin Demirci Şiirleri© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. Kayıt Tarihi : 14.11.2021 00:18:00 antoloji.com/gonul-toklugu-g...
·
430 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.