Eskiden halkımız herhangi bir tehlike belirince veya olumsuzluk söz konusu olunca, yardım çağrısında bulunmak için, “"Yetişin ey Ümmet-i Muhammed", "Ümmet-i Muhammed'den kimse yok mu" diye bağırır, yardım isterdi. Asla kendi ailesine ve sülâlesine ismen seslenmez, hiçbir sosyal kesimi öne çıkarmazdı. Bu terbiyenin ne kadar anlamlı ve bütünleyici bir hassasiyet ve bilincin yansıması olduğu, günümüzün duyarsız ve umarsız komşuluk ilişkileri ve grup/cemaat taassubunun aramıza ördüğü aşılamaz duvarlar karşısında daha iyi anlaşılmaktadır. Aynı durumu Müslüman milletler arasındaki ilişkilerde de görmek, birbirlerinin yardımına koşması gerekenlerin, ABD ve AB gibi müşterek düşmanlarından çözüm, merhamet ve imdat beklemeleri garipliğine şâhit olmak herhalde Ümmet-i Muhammed için derin bir acı ve istırap kaynağıdır.