Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
·
Puan vermedi
·
93 günde okudu
Saçmalık
"Hoşça kal Gilberte, ben gidiyorum, unutma, bu akşam yemekten sonra sana geliyoruz." Yanımdan geçip giden bu Gilberte ismi, hakkında konuşulan biri gibi onu adlandırmakla kalmayıp doğrudan kendisine seslendiği için, ait olduğu kişinin varlığını daha da canlı kılıyordu; yanımdan, adeta hareket halinde, havada çizdiği eğri sayesinde ve hedefe yaklaştıkça artan bir güçle geçti; yöneldiği kişiye ilişkin, benim değil, ona seslenen arkadaşının sahip olduğu bütün bilgileri, kavramları da yanında taşıdığını hissediyordum; arkadaşının onu telaffuz ederken hatırladığı, en azından hafızasında saklı bulunan, ikisinin gündelik yakınlıklarına, birbirlerinin evine gidiş gelişlerine ilişkin her şeyi, bu talihli kızın bir haykırışla havaya atıverdiği, benim değdiğim ama içine giremediğim, bu kız için son derece tanıdık ve rahat olduğundan bana iyice ulaşılmaz gelen ve acı veren bütün o bilinmezliği beraberinde taşıyordu; Mile Swann'ın hayatının görünmez birkaç noktasına değerek, önümüzdeki gecenin, akşam yemeği sonrasında onun evinde geçecek saatlerine ustalıkla dokunarak açığa çıkardığı rayihayı, içinden geçtiği havada dolaştırıyordu; çocukların ve hizmetçilerin ortasında ilahi bir yolcuyu andıran, Poussin'in güzel bir bahçesinin üstünde dolaşıp, atlarla, arabalarla dolu bir opera bulutu gibi tanrıların hayatından bir görüntüyü bütün ayrıntılarıyla yansıtan yuvarlak bulutlara benzer, zarif renkli, küçük bir bulut oluşturuyordu ve nihayet, kırpık otların üzerine, aynı anda hem kurumuş bir çimenlik, hem de (mavi sorguçlu bir mürebbiye kendisini çağırıncaya kadar oyununa devam eden) sarışın badminton oyuncusunun öğle sonrasında bir an olan belirli bir noktaya, siğil otu renginde, bir akis gibi elle tutulması imkânsız, harikulade İade bir şeridi, halı gibi serdi; ben bu şeridin üzerinde özlemle dolu, saygısız adımlarla dolaşmaya doyamazken, Françoise, "Hadi bakalım, paltonuzu ilikleyiverin de gidelim hele," diye bağırdı ve ilk defa, canım sıkılarak fark ettim ki, Françoise'ın konuşması çok bayağıydı ve heyhat, şapkasında mavi sorgucu da yoktu" Ve buna benzer milyon tane anlamsız, upuzun, sonucu bir yere varmayan normal, akli melekeleri yerinde olan insanlar için bir anlam ifade etmeyen paragraflar içeren ve anlam bütünlüğü olmayan kitapları seviyorsanız kimsenin ne anlattığını bilmediği ama çok sevdiği Marcel Proust ve kitapları tam size göre.
Swann'ların Tarafı
Swann'ların TarafıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20214,202 okunma
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.