Gönderi

628 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 22 days
Bu Yalnızlık Hepimizin
Söze nasıl başlayacağımı uzunca düşündüm. Bir miktar şiirle tanışmamı, sonrasında Eloğlu ile tanışmamı ve ne yönden bu kadar hayran kaldığımı anlatmaya çalışacağım. Şiiri yıllardır açıp okuyan biri olmamama rağmen söz oyunları ve hiciv içeren şiirleri seviyordum. Neyzen'i, Nef'i'yi okurken aldığım keyfi diğer şairlerde pek bulamıyordum. Lisede amatörce şiirler yazmayı denedim, o sıralar da pek şiir okuduğum söylenemezdi. Gel gelelim üniversite yıllarıma: Türk dili ve edebiyatı kazandım, dört yıl okudum. Bu dört yıl içinde cumhuriyet dönemi sonrasına dair kaç dersim oldu: 2-3 tane kadar. Eee, bizde divan edebiyatı kutsaldı, Nazım’ın adı bile sadece birkaç defa anılırdı. Neyse efendim, üniversite yıllarımda da pek şiir okumadım. Bölüm bitti, öğretmenlik hedefim vardı ancak bir edebiyat öğretmeninin şiirden bu kadar uzak oluşu bir yandan da hoşuma gitmiyordu. Küçük İskender ile başladım, İsmet Özel ile devam ettim ve sanırım artık şiire daha yakınım. Metin Eloğlu’nu da şu an okumakta olduğum antolojiden tanıdım. Peki, ben bu adama neden vuruldum? Biraz açıklayayım. Öncelikle, hayatı bir miktar ilginç. 50’li yaşlarda ölüyor. Askerlikten sıkılıyor, kaçmak istiyor, sıkıntılar yaşıyor ve kendisine 2 yıl askerliği öyle ya da böyle yaptırıyorlar. Resme yöneliyor, güzel de resimler çiziyor ama onun bir yazmak tutkusu var. Çocukluğundan beri bir şeyler yazıyor, zamanla da şiire kayıveriyor. Öyle ki, daha da ileride kızının adını “Şiir” koyuyor. Ben de kendisini okudukça şiirindeki orijinaliteye hayran kaldım. Eloğlu’nu antolojide gördükten kısa bir süre sonra İsmet Özel’in bir TV kanalında “Metin Eloğlu’nun şiiri beni epey etkilemiştir” demesi üzerine kendisini okumam gerektiğini anladım. Eloğlu’nun şiirini orijinal yapan unsurlardan biri, şiirinin dengesi. Ben kendisini Özdemir Asaf ile Garip çizgisi arasında bir yere konumlandırıyorum. Garip şiirinin ironisini Eloğlu da sürdürürken, Özdemir Asaf’ın “sözün özü” gayesiyle sözü uzatmayışı ve ara sıra kelime oyunları yapması durumu Eloğlu’nda mevcut. Garip ironisinde halkın yanında olma ve temel hak ve hürriyetleri ironik bir şekilde savunma vardır. Melih Cevdet’in “Islık Çalmak” şiirine bakarsak, bu net olarak görülür: “Balıklar için deniz lâzım Sevişmek için işsiz olmak, Ve geceleri yatakta Duymamak için tabanların sızısını, Zengin olmak lâzım. Oysa ıslık çalmak için Bir şey lâzım değil...” Buradaki ironi çok ama çok ince verilmiş. Eloğlu’nda da buna benzer bir ironi var: “Bu zıkkımın yanında Arnavut ciğeri ister, bir Çiroz salatası ister, iki Cacık ister, üç Adalet müsavat hürriyet demeye Sadece yürek ister” Burada “yürek” kelimesi hem yenen yürek hem de “yürek istemek” deyimiyle düşünülebilir. Eloğlu’nun şiirini en iyi özetleyen şiirlerden biridir bu zannımca. Söz oyunlarına yer verilirken bunun ironik bir şekilde yapılması, sözün genelde sık uzatılmaması ve “adalet, hak, hukuk” gibi kavramların eleştirel bazda kullanılması. Bu açıdan şiiri hem Özdemir Asaf’a hem de Garip çizgisine yakın. İkisinden de var ama tam olarak ikisi gibi de değil. Eloğlu, bana göre şiirlerini sanki bir kahvehanede sesli sesli, coşkulu şekilde okunabilecek gibi yazmış. Coşkusu var, mesajı var, söz oyunları var. Garip’ten farkı, Garip’in kendi içinde bir sönüklüğü vardır (bunu eleştiri olarak demiyorum, tercihen yapılan bir durum bu). Sönüklükten kastım, sivri dilli bir şiir olmayışı. Eloğlu genel olarak sivri dilli, ki benim de hoşuma giden taraflarından birisi bu.: “Hazreti Süleyman bütün dilleri biliyor Kuş dili kurbağa dili Anca sıçanca puhuca Kimi Türk Frenkçeyi ana dili gibi biliyor Kimi Türk Türkçeyi bilmemeyi biliyor Sen beni biliyorsun Ben seni” Konuyu Hazreti Süleyman’dan alıp “seni bilmek” kısmına getirmek ve bunu belirli bir bağlam içinde yapmak bana kalırsa büyük bir başarı. Onun çok dil bilmesinden yola çıkıyor, kimi Türklerin bile doğru düzgün kendi ana dilini konuşamayışına bir dokundurma yaparak “senle ben, birbirimizi biliyoruz” gibi ucu ilgiye dokunabilecek bir yere geliyor. Eloğlu’nda aşk teması aslında bu minvalde, en fazlası bu yani. Yoğun imgelerle aşk betimlemeleri pek yok. Zaten kendisi de diyor: “Aşk (aşk?) Yoktu benim sözlüğümde” Eloğlu’nu okurken tek üzüldüğüm nokta Garip çizgisinden zaman içinde kayışı oldu. Bu kitap, bütün kitaplarının kronolojik olarak derlendiği bir kitap olduğu için o kayışı çok net bir biçimde gördüm. 1970’li yıllar, Türk şiirini farklı bir yere çekiyor. Bana kalırsa 1940-1970 dönemi Türk şiiri için en verimli, cesur ve başarılı örneklerin olduğu dönem. 71 muhtırasıyla birlikte şairlerde net bir şekilde içe kapanış gözlemledim. Orhan Veli dışındaki Garipçilerde de var, en toplumcu geçinen yazarların çoğunda da var bu durum (elbette Yaşar Kemal gibileri tenzih ediyorum). Eloğlu’na göre sebep siyasi değil, o döneme kadar yazdığı şiirlerin çoğunun toplumsal ağırlıklı oluşu. Farklı şeyler denemek istemiş, olabilir. Ben o çizgisini devam ettirmesini dilerdim. Yıllar ilerledikçe daha “soft”, daha suya sabuna dokunmayan ve imgenin yer yer arttığı bir şiir çizgisine kaymış. En sevdiğim kitabı, ilk kitabı olan “Düdüklü Tencere” oldu. Eloğlu ile ilgili diyebileceğim yığınla şey var aslında. Burada kessem iyi olacak. Okumanızı şiddetle öneriyorum, özellikle 70’li yıllara kadarki kısmını. TRT’ye verdiği görüntülü röportajında bile kedi seven, resim ve şiire tutkulu, kızının adını Şiir koyan bu adamı tanıdığım için çok mutluyum. Röportajın linkini aşağıya bırakıyorum. Yorumlara kızı da gelmiş ve TRT’ye bu paylaşımı için teşekkür etmiş, dünya garip bir yere gidiyor. Kendinize iyi bakın. youtube.com/watch?v=U82haEu...
Bu Yalnızlık Benim
Bu Yalnızlık BenimMetin Eloğlu · Yapı Kredi Yayınları · 2014232 okunma
··
1,773 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Ebru okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık, çok yararlı bir inceleme olmuş.
Batu okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim, beğenmeniz ve paylaşmanıza çok sevindim. :)
zebunküş okurunun profil resmi
Üstadım elinize sağlık. Lugat-nüvis bir adam Eloğlu. Bana en çok bu yönü çarpmıştı. İfade edemediğim, edemeyeceğim kısımları değerlendirmenizde görmek çok hoş. Bereketli okumalar..
Batu okurunun profil resmi
Teşekkür ederim efenim, eklemeniz için minnettarım ve dediğinize katılıyorum. Lugat-nüvis, kendisi için yerinde bir betimleme.
Batu okurunun profil resmi
Her şey tamam ama incelemeye başlık koyamıyorum, kaydetmiyor. Şaka gibisin 1k.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.