Gönderi

Bir şeyler için yaşamak istiyordum ama hiçbir şey yoktu. Hayatımda bir amaç, bir değer olsun istedim ama bunların hiç biri yoktu. Boş ve anlamsızdı. Kendimi neşesi bitmiş hissediyordum, bulamayacağım bir şeyi arıyor veya ulaşamayacağım bir şeye ulaşmaya çalışıyor gibiydim. #Birkaç kelimeyle bütün hayatımı değiştirdi; geçmişime belli bir değer yükleyerek, geleceğim hakkında bir söz vermişti, bir amaç doğurmuştu, düşüncelerimi ve isteklerimi yönetebileceğim bir şey vermişti bana, uğruna yaşayacağım, çalışacağım ve mücadele edebileceğim bir şey. Tam da önümde, boş ve verimsiz yılların yattığına emin olduğum anda! Bu yalnızca bir şans, bir rastlantı olabilirdi; fakat benim için taşıdığı anlamı ve bana getireceği şeyleri göz önünde bulundurduğumda, benim için bu bir mucizeden farksızdı. Güzel bir mucizeydi; sadece bana sunduğu güzellikler yüzünden değil, acı ve yılgınlık olan bir yerde yarattığı inanç nedeniyle güzeldi. Bu büyük yaşam düzeninde hepimizin bir yeri olduğunu, hepimizin onun bir parçası olduğunu ve en küçük, bilinmeyen parçanın bile, büyüklerin bütünlüğü için çok önemli olduğunu gösterdi bana. Bu uyanışımda ne kadar küçük olursa olsun, benim de bir rolüm olduğunu gördüm. O gece uyumadan önce, bir şükran duası okudum ve şüphe ettiğim için tövbe ettim. #Yani her şey kendine hâkim olmanla ilgili, sol ayağını tekrar asla kullanmayacağına söz verir misin?"  Söylediklerinin ne anlama geldiğini anlamıştım. Bunun yarı ölçüsü yoktu. Büyük bir savaş başlıyor gibiydi. Kazanmak istiyorsam, sahip olduğum her şeyi ortaya koyacaktım. Büyük bir bedel ödeyecektim, belki de çok acı bir bedeldi. Korkutucu olabilirdi; fakat sonunda zafere ulaşacaktım. #Onlara çok kolay acıyabilirdim, çok küçük, umutsuz ve korkmuştular, bu yüzden başkalarına bağımlıydılar; ama bunu yapamadım; çünkü acıyan bir bakışın beni bir zamanlar ne kadar acıttığını hatırlayabiliyorum. Acımak yerine, sempati duymaya, bu çocuklara bir yakınlık, hatta garip yüzlerinin ve gergin vücutlarının arkasında yatan gerçek kişiliklerini görmeme ve hissetmeme yol açtı. Çarpık kas ve kemiklerin ötesindeki hapsedilmiş zihinlerini görmemi sağlayan kardeşçe bir duyguydu bu. Hapishane parmaklıkları arkasına kapatılmış tek kişinin ben olmadığımı görmüştüm.
·
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.