SU GAZELİ
Köylüsü, taşralısı, eski İstanbullusu
İnim inim inliyor bütün İstanbullu su
Muslukların ağzını bıçak açmıyor şimdi
Bir damla suya hasret çeşmelerin borusu
Aylar var ki evlerde hayal oldu yıkanmak
Herkesin yüreğinde murdar ölmek korkusu
Su pompası bozulmuş, yedeği de yokmuş, ya
Duyan diyor: - Allahım bu ne gaflet uykusu
Sular İdaresi mi? Yoksa Belediye mi?
Söyleyin de bilelim kim bunun sorumlusu
Pislikten geçilmiyor bu güzel kentte gayrı
Hastalığın her biri kurmuş bir yere pusu
Çanları tehlikenin çalıyor ya, duyan yok
Her evde saldırmaya hazır mikrop ordusu
Yağmurlar yeterince yağmazsa; bu gidişle
Olacağız cümlemiz bir ahret yolcusu
Köylüsü, taşralısı, eski İstanbullusu
İnim inim inliyor bütün İstanbullu su
BURASI İSTANBUL ŞEHRİ
Burası İstanbul şehri
Koca Fatih'in yüzyıllar önce fetheyleyip
Türklüğe armağan ettiği şehir
O yüzden bir çağı değiştiren
Avrupa'yla Asya'yı birleştiren
İlk görenin başını döndüren
Kanını tutuşturan
Ve bağrından nice şairler yetiştiren
Bi mislü baha İstanbul'u Nedim'in
Fikret'in bin kocadan arta kalan bakiresi
Yahya Kemal'in hayal şehri, Aziz İstanbul'u
Sait Faik' in ömür boyu yazdığı
O güzelim insanlar beldesi
Orhan Veli'nin gözleri kapalı dinlediği şehir
Şimdi bir yığın çaresiz ve fakir
İnsanın doldurduğu
Dinmeyen gürültülerin
Başlara sürekli bir çekiç gibi vurduğu
Tüm insanları sinir hastası
Yaşanmaz şehir, unutulmuş şehir
Her semtinde gecekonduların mantar gibi bittiği
İnsanlarının birbirine savaş ilan ettiği
Hor görülmüş şehir, yorulmuş şehir
Hoyrat ellerce
Ta canevinden vurulmuş şehir
BU ŞEHRİ STAMBUL Kİ...
Yüzyıllar önce
"Bu şehr-i Stambul ki bi mislü bahadır
Demiş
Şair Nedim Efendi
Üstelik
"Bir sengine yekpare Acem mülkünü feda eylemiş
Şimdi gel gör bakalım
Neresi bi mislü bahadır
Artık bu şehirde yaşamak
Dayanılmaz bir ezadır
Delik deşik caddeleriyle
Çamur deryası sokaklarıyla
Bu şehirde yürümek bile
İnsanoğluna bir cezadır
Kuyruklar ki uzayıp gider
Dükkanların önünde
Seyri dahi akıllara sezadır
Arama o eski İstanbul efendisini
Bulamazsın
O, yüzyıllar öncesi görülmüş bir rüyadır
Şimdi, şöyle bir çıkıp dolaşırsan
En çok duyacağın sözcük
Ya "çüştür, ya "ohadır
Yanmaz elektrikler günde on saat
Musluk akmaz
Sorarsın: "Bu ne biçim su
Bu nasıl ziyadır?
Sis' i Tevfik Fikret' e göre
"Bir zulmeti beyzadır
Ama, sen bir de İstanbullulara sor
O nasıl bir beladır