Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bütün bunların belirlenmcilik tartışmasıyla ne ilgisi vardır? Şimdi belirlenimciye göre yaptığımız her şey nedensel olarak belirlenmiştir. Ancak eğer bu gerçekten evrensel bir doğruysa o bazı görüşleri kabul edip bazılarını reddetmemizi de içine almak zorundadır. Belirlenimcinin bakış açısından hangi yemeklerin tercih edileceğini veya hangi tür arkadaşın seçileceğini önceden söylemek ne kadar mümkünse bir insanın hangi felsefi görüşleri benimseyeceğini önceden söylemek o kadar mümkün olmak zorundadır. O halde belirlenimciler belirlenimci felsefelerini akılsal kanıtlarla destekleme oyununu oynamalarına karşılık kendilerini belirlenimciliği benimsemeye götüren şeyin illa bu kanıtlar olmadığını itiraf etmek zorundadırlar. Bütün diğer tercihleri gibi, onların görüşleri de üzerlerinde hiçbir kontrollerinin olmadığı nedenlerin sonuçlarından başka bir şey değildirler. Ayrıca benzeri düşünceler onların başkalarını kendi görüşlerini kabul etmeye ikna etme çabaları için de geçerlidir. Kanıtlarının ikna edici olup olmamalarının onların iç sağlamlıklarıyla hiçbir ilgisi olmayabilir. Hatta belirlenimcilerin kanıtlarının sağlam olup olmadığına neden dolayı önem vermeleri gerektiği bile açık değildir. Sağlam kanıtlar sunmak bir ikna yöntemidir. Etkili hitabet bir başka ikna yöntemidir. Bir belirlenimcinin bunlardan birinciyi ikinciye tercih etmesi için bir nedeni var mıdır? Belirlenimciler akılsal haklı çıkarmaların kendileri için hala önemli olduğunu, çünkü güçlü delil ve ve sağlam kanıtların zayıf delil veya geçersiz akıl yürütmelerden daha büyük bir nedensel etkiye sahip olduğunu ileri sürerek bu güçlükten kaçmaya çalışabilirler. Zihinlerimiz akla dayanan düşüncelerden daha kolayca etkilenecek bir yapıya sahiptir. Ancak bu cevap iki bakımdan zayıftır. Birinci olarak daha güçlü bir kanıtın daha zayıf bir kanıtı yendiği her zaman-veya hatta çoğu zaman- doğru değildir. İyi delil ve sağlam kanıt ne yazık ki kolaylıkla etkili bir hitabet tarafından yenilgiye uğratılabilir. İkinci ve daha önemli olarak, bu cevap problemin derinliğini görmemektedir.. Nedensel etkiyle akılsal ikna birbirinden tamamen farklı türden işlemlerdir. Onlara karşılık olan kavramlar farklı konuşma dünyalarına aittir. Belirlenimcilerin cevaplandırmak zorunda oldukları kritik soru şudur: Eğer belirlenimciliği savunmalar'ı son tahlilde sadece uzun bir nedensel zincirin önceden belirlenmiş bir sonucu ise onların belirlenimciliğe inançlarına neden değer vereceğiz? Eğer onların kendileri akılsal iknayı sadece bir nedensellik biçimi olarak tasarlıyorlarsa onların kanıtlarını neden ciddiye alacağız? Böylece belirlenimciİik akılsal tartışmanın temel bir ön varsayımını ortadan kaldırmaktadır. Hiç olmazsa ideal olarak kuramsal görüşlerimize sadece kanıt ve akıl yürütmeye dayanarak erişmemiz gerekir.
Sayfa 9 - pdfKitabı okudu
·
132 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.