ey yedi yaş
ey yola çıkmanın şaşılası anı
senden sonra ne varsa
çılgınlıklar, bilgisizlikler yığınında geçip geçti
senden sonra
bizimle kuş arasında
bizimle meltem arasında
korkunç diri ve aydın bağlantı olan pencere
kırıldı
kırıldı
kırıldı.
senden sonra topraktan yapılı o bebek
su
su
sudan başka hiçbir şey söylemeyen bebek.
suda boğuldu.
senden sonra biz ağustosböceklerinin sesini öldürdük
ve abece sözcüklerinden yükselen zil sesine
ve silah fabrikalarından yükselen siren sesine
gönül verdik
senden sonra masaların altından
oyun yerimiz olan masaların altından,
masaların arkasına
masaların arkasından
masaların üstüne ulaştık
ve masaların üstünde aynadık
ve yitirdik. senin rengini yitirdik, ey yedi yaş
senden sonra biz birbirimize ihanet ettik
senden sonra tüm andaçiarı sildik
kurşun parçalarıyla ve patlamış kan damlalarıyla
sokak duvarlarının alçılanmış şakaklarından
senden sonra alanlara gittik
ve haykırdık
"yaşasın"
"kahrolsun"
ve alanın gürültüsünde
kurnazca kentin görüşüne gelen
şarkıcının bozuk paraları için alkış tuttuk.
birbirimizin katili olan bizler, senden sonra
aşkı yargıladık
ve yüreklerimiz ceplerimizde
meraklıyken. biz
aşkın payını yargıladık.
senden sonra mezariıkiara yüz koyduk
ve ölüm, büyükannenin çarşafı altında soluyordu
ve ölüm. o ulu ağaçtı.
başlangıcın bu yanındaki diriler
üzgün daliarına adak bağlıyorlardı
ve bitimin öte yanındaki ölüleri
fosforlu köklerini tırmalıyorlardı
ve ölüm, o kutsal türbenin üzerinde oturmuştu
dört köşesinde aniden dört mavi lale aydınlandı
rüzgarın sesi geliyor
rüzgarın sesi geliyor, ey yedi yaş
kalktım ve su içtim
ve ansızın anımsadım
senin genç ekin tarlaların
çekirge saldırısından nasıl korktulardı!
ne kadar daha ödemeli?
ne kadar daha
bu beton küpün büyümesine ödemeli?
biz yitmiş olması gereken.
her şeyi yitirmişiz
biz yola koyulmuşuz ışıksız
ve dolunay, ay, o sevecen dişi hep oradaydı
kagir bir damın çocuksu anılarında
ve çekirge saldırısından korkan genç ekin tarlalarının üzerinde
ne kadar daha ödemeli? .. .