Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

294 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Benim için oldukça heyecan verici bir kitaptı. Kuantum Fiziği, çokça duyduğumuz ama hakkında bir o kadar az şey bildiğimiz bir alan. Bu kadar popüler olmasınin sebebi yüzyıllarca hiç şüphe duyulmadan benimsenen Newton Fizigi'nin bizlere sunduğu nedensellik ilkeleriyle uyumlu ve hiçbir soruya yer bırakmayacak kadar açık denklemlerinin üstüne Kuantum Fiziğinin yeni ve inanılmaz şeyler soylemesidir. Makrokozmik boyutta sorun yasatmayan bu denklemler mikrokozmosda bir takım sorunlar yarattı ve atomalti parçacıklara dair çözümler sunamadı. Atomaltı dünyayla ilgili yapılan deneyler beklenenin dışında sonuçlar ortaya koydu. Biliminsanlari 1800'lerin sonu ve 1900'lerin başından itibaren neyle karşılaştıklarını anlama uğraşina giriştiler. Yazar, atomlara dair bulguları tarihsel süreçte en baştan alarak anlatmaya koyulmuş. İlk atom fikrini ortaya koyan Demokritos'tan başlayarak Newton'a ve özellikle 1800'lerin sonundan itibaren hareketlenmeye başlayan Fizik Dunyasi'ni baş döndürücü bir şekilde anlatıyor. Rutherford, Bohr, Thomson gibi biliminsanlariyla başlayan Birinci Dünya Savaşı ile inkitaya uğrayan ama sonrasında Einstein, Heisenberg, Schrödinger, Born, Feynman gibi daha pek çok ismin emekleriyle ortaya çıkan akıl almaz bir kuramin ortaya çıkışını hayranlıkla seyrediyorsunuz. Daha öncesinde parça parça başka kitaplarda da okuduğum ya da belgeseller izlediğim konulardı bunlar. Ama bu kitabın matematik ve fiziği önceki okuduğum kitaplara göre daha cesurca kullandığını gördüm. Günlük hayattan bir takım analojiler sunmanın oldukça zor olduğu bu alana mümkün olduğunca analojiler de katmaya çalışmış durumların anlaşılması adına. Peki kitapta neler var? Öncelikle Bohr' un okullarda da okutulan ve atom denince zihnimizde ilk şekillenecek resim olan yörüngelerde sabit elektronlu atom fikrinin yanlış olduğu, elektronların sürekli hareket halinde ve sıçramalar yapan hareketleri tam olarak anlaşılamayan parçacıklar olduğu, atomun içerisinde keşfedilen çok fazla parçacık türünün olduğu ve hala da keşfinin devam ettiği... Bu çok küçük parçaları carpistirarak ya da fotonlarla uyararak yapısının anlaşılmaya çalışıldığı... Elektron sıçramalarinin takip edilemeyisi ve aniden başka bir yörüngede ortaya çıkmaları... Meşhur çift yarık deneyi, elektronların gözlemci yokken dalga gibi gözlemci varken parçacık gibi davranmalari... Sanırım kuantumun en sarsıcı bulgularından biri bu. Gerçekliğin sorgulandığı, inanilmak istenmeyen bir durum. Çünkü bu durumun varlığı olasılıklar evreninde secimlerimizle kendi gerçekliğimizi oluşturduğumuzun kanıtı gibi. Ayrıca gözlemimize açık olmayan her yerde bütün olasılıklar aynı anda potansiyel halde gibi. Biz bu olasılıklara birine hayat veriyoruz. Belki diğer olasılıklar paralel evrenlerde var olmaya devam ediyor. Yine elektron deneylerinde çok çok kısa bir an elektronların zamanda geriye gidip geldikleri de görülüyor. Bu durum da geçmişe gitmek hayal olsa da geçmişe gönderilebilecek bir mesajı olası kılar mı tartışmasını yapıyor yazar. Yine kuantum dünyasının sunduğu bulgulardan biri de dolanıklık ilkesi... Birbirine dolanik elektronların evrenin neresinde olurlarsa olsunlar aynı etkiye aynı tepkiyi verdikleri tespit edilmiş. Büyük Patlama'da tüm parçacıklar içiçe idi, birleşikti. Bu durumda evrendeki tüm elektronlar dolanik denilebilir. Biri bir etkiye maruz kaldığında hepsi kalır. Bu muazzam düşünce karşısında hayretler içinde kalsam da buna anlam vermek o kadar zor ki. Tabi bir de kitaba ismini veren Schrödinger in kedisi var. Kapalı kutudaki kedinin ölü mü diri mi olduğu tartışması. Ya hem ölü hem diri ,ya da ne ölü ne diri... Hem ölü hem diri diyenler kapağını açtığımda ölüyse alternatif bir evrende diridir diyorlar. Ne ölü ne diri diyenler ise evrendeki hiçbir şeyin gerçek olmadığını söyleyenler. Matematiğin ve fiziğin birbirini tamamlayan müthiş uyumuna her zaman hayran olmuşumdur. Bu kitapta bir nebze de olsa bunu da görebilmek hoşuma gitti. Üniversitede Lineer Cebir dersinde 'n' boyutlu vektör uzayında işlemler yapar dururduk. Ben bu 'n' boyutun evrende bir karşılığı yoksa matematikten neden olsun diye kafama takıldığı zamanları hatırladım kitabı okurken. Ki yazarın da buna dair bir fikri vardı. Zaten matematik kuramsal anlamda fiziğin bir adım önünden gitmese fizikteki bulguları temellendirmek imkansizlasirdi. Dolayısıyla matematiğin bulgulari çoğu zaman bulunduğu dönemden ziyade geleceğe ışık tutar mahiyette olmuştur. Bu arada kitabın 1984'te yayınlandığını da söylemeliyim. O zamandan bu yana bu bilgilerin üzerine pekcok şey konulmuştur. Ama Kuantum Fiziğine merakınız varsa ve bir temel oluşturmak istiyorsanız bence çok ideal bir kitap. Okurken içerisinde geçen fizik, kimya ve matematik terimlerini araştırarak okursanız çok daha anlamlı ve sıkılmadan okunur diye düşünüyorum. Kitap bittiğinde yaşamınıza, varlığınıza, evrene dair sorularınıza cevap olmasa da alternatif cevap yolları üretmenize yardımcı olacağına eminim. Çünkü her birimiz gerçekliğimize dair pek az şey biliyoruz. O kadar az ki gerçekten var miyiz diye bile soracak kadar.
Schrödinger’in Kedisinin Peşinde
Schrödinger’in Kedisinin PeşindeJohn Gribbin · Metis Yayınları · 2012210 okunma
·
319 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.