Bilginin hâkimiyeti muhtemelen dünyanın hikaye açısından zayıflamasına yol açmış olsa da, kültür endüstrisinin eserleri yaşanılan deneyimi bir hikaye fazlalığıyla kuşatmış haldedir. Piyasadaki başarılı öyküler, genel ama deneyimsel açıdan tikel kaygılar, umutlar ve özlemlere seslenen öykülerdir. Seslenmeseler popüler olamazlardı. Sosyolojik tahayyüle ait pratikler, yaşanılan deneyimlere dair kişisel meselelere ait olan bu popüler öykülerin farkındalığını ve çağın değerlendirmesiyle yapılacak bağlantıların inşasını şart koşar.