Derin hikayeleri kısacık sayfalara sığdıran ve de üstüne bunu ustaca aktaran yazarlara imreniyorum, bayılıyorum, deliye dönüyorum :D Stefan tamda bu saydığım özellikte bir adam. Hayat sonu belli olmayan bir filmdir. İnsanlarda öyle. Bugün buyum dersin yarın vazgeçersin. Bu yüzden alışık olmalı insan tüm karşılaşacağı olasılıklara. Kalıplara sığmamalı, dolup taşmalı. İçinden geleni yapmalı karşılık beklemeden. Eğer karşılık bekleyerek bir işe kalkışırsan sonuçlarına da, üzüntüsüne de katlanmak kaçınılmaz olur. Kitabın Konusu: Duygularının peşinden giden bir kadının farkında olmadan kötüye giden hayatını anlatmakta. ... Baş karakterimiz Mrs.C, 24 sene önce yaşadığı 24 saatlik bir anısını anlatır ve hayatına renk katmak için çılgınca bir işe kalkışır. <Tanımadığı bir adamdan hoşlanmak ve onun bataklıkta olduğu hayatını kurtarmak > Kurtarır da.. Ama kaçırdığı birçok nokta vardı. Bu adam bir kumarbazdır, Mrs.C'ye ilgi beslememektedir ve de onun söylediği her kelimeye inanmaktadır. Kaçırdığı bir diğer nokta ise hayatını kurtardığı bu adamdan beklentiye girmesidir.. "Üzgünüm bayan C. bu hayatı küstahlar kaybeder birde karşılık bekleyen insanlar üzüntüden."

Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020126,6bin okunma

27 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

attraversiamo